İonna Kuçuradi'ye Göre Türkiye'de Eğitim Sorunları ve Bilgisizlik

İonna Kuçuradi'ye Göre Türkiye'de Eğitim Sorunları ve Bilgisizlik
  • 0
    0
    0
    0
  • Türkiye’de felsefe denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olan İonna Kuçuradi, Türkiye Felsefe Kurumu’nun başkanı olmasının yanı sıra çeşitli okullarda profesörlük ve felsefe bölümü başkanlığı yapmıştır. Felsefe alanında olan çalışmalarıyla birlikte aynı zamanda insan hakları konusunda da birçok çalışması vardır. Verdiği bir röportajda, ilk felsefe yazısını 1959; insan haklarıyla ilgili olan ilk yazısını ise 1980 yılında kaleme aldığını belirtmiştir. Bu yazılar zamanla akademide çok değerli geri dönüşler almış ve felsefe konusunda çok hızlı bir ilerleme yaşamamızı sağlamıştır. Felsefenin bulunduğu coğrafyaya göre problemleri tespit etme aşamasında farklılık gösterdiğini, toplumların yaşam biçimlerinin farklılığından görüyoruz. Bu sebepten dolayı İonna Kuçuradi’nin insan hakları konusunda çalışmalar (akademik ve sosyal) yaparken en çok üzerine değindiği haklardan birinin de eğitim hakkı olduğunu, yaşadığımız çevrede bu hakkı ihlal edilen birçok çocuk olmasından anlayabiliriz. Özellikle 90’lı yıllardan sonra başlayan insan hakları ihlallerinin felsefi bir boyutta temellendirilmesi, bu temellerin kuramlara ya da kavramlara dönüşmesi gibi zor bir işi başaran Kuçuradi, temel hakların sürdürülmesi gereken bütünler olduğunu sık sık vurgulamaktadır.   Kuçuradi, 2016 yılında Sözcü Gazetesi’ne verdiği röportajda bu konudaki soruların birçoğunu açıklamış ve insan hakları konusundaki hassasiyetini sözlü olarak belirtmiştir. Kuçuradi’ye göre eğitim sistemindeki eksiklikler, etki sırasıyla incelendiğinde “düşünen” bir öğrenci profili ortaya çıkarmayı engelliyor, olaylar ve durumlar arasındaki bağlantıyı kurma yetisini azaltıyor. İlk eksikliğin bilgisizlikten kaynaklandığını belirten İonna Kuçuradi, bilgiyi insanın temelinde var olması gereken bir şey olarak tanımlıyor. İnsanları diğer canlılardan ayıran bu özellik bir toplumda eksik kaldığında, toplum bilgisizlik yüzünden acı çekmeye başlıyor. Çünkü kendi bilincimiz içerisinde bilgi, her zaman bize doğruyu ve yanlışı doğal yollardan seçtirecek bir etkendir. Etik değerlerinin tek bir ders olarak değil de aşamalı bir eğitim süreci ile verilmesini savunmasının sebebi ise, eğitimde ve öğretimdeki “süreç” kavramının öğrenci üzerindeki uzun süreçli etkisidir. Etik değerler öğrenciye zamana yayarak hem teorik hem de pratik (pratik öğrenim için uzun süreye ihtiyaç vardır.) dersler alması sağlanılırsa, öğrenci Kuçuradi’nin bahsettiği insanlaşma eğitimine hazır hale gelir. “Üniversitelerimizde 87 Felsefe Bölümü var. Ulusal ve uluslararası felsefe seminerleri, kongreler yapılıyor. Türkiye Felsefe Kurumu 21. Dünya Felsefe Kongresine ev sahipliği, Dünya Felsefe Gününe ev sahipliği, Uluslararası Felsefe Olimpiyatlarına da iki defa ev sahipliği yaptı. Orta öğretimde felsefe, zorunlu bir derstir. Ancak orta öğretimde “Felsefe”, “Felsefe Grubu Dersleri”ni veren, yani Psikoloji ve Sosyoloji Bölümü mezunları tarafından da okutuluyor. Ve ders kitaplarındaki problemleri de katarsak, felsefe dersi, çok defa –istisnalar dışında–amacına ulaşamıyor.” Felsefenin Türkiye’deki yeri hakkındaki fikirleri tüm akademik çalışmalarla objektif bir şekilde dile getiren Kuçuradi, yukarıdaki sözlerine ek olarak; üniversite öncesi eğitimde felsefe dersi verilmesinin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Ortaokul ve lise çağındaki öğrencilere felsefe dersi vermek, öğrencilerin üniversite hayatında sorgulamayı bilen ve araştırma isteği baskın kişiler hale gelmesini sağlayacağı için bu eğitim bize bambaşka bir Türkiye’nin kapısını açabilir. Aynı zamanda İonna Kuçuradi’ye göre üniversite öğrencilerinin en büyük sıkıntısı kendilerini doğru bir biçimde ifade edememeleri- yani dolaylı yoldan iletişim bozukluğuna sahip olmaları. Öğretmen- öğrenci ilişkisinden daha çok, kişilerin kendileri ile olan ilişkileri bu öğrenim sürecini baskın olarak etkiliyor. Yazımın başında da belirttiğim gibi felsefecileri yerli ve yabancı olarak ayırmak, içinde bulunduğumuz toplumun en büyük problemlerini tespit ederken bize kolaylık sağlayabilir. Bu sebepten dolayı İonna Kuçuradi gibi değerli filozofların bizim coğrafyamızdan daha sık çıkmasını umuyor ve çalışmalarını dört gözle bekliyoruz.   Kaynaklar: 1 2 3

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.