İlk Aşkların ve İkinci Şansların Hikayesi: Stuck in Love

İlk Aşkların ve İkinci Şansların Hikayesi: Stuck in Love
  • 0
    0
    0
    0
  • Bazen film izlemek bir lüks değil ihtiyaçtır. İyi hissetmeye, modumuzu değiştirmeye ihtiyaç duyarız. İşte böyle anlarda elimiz bizi sıkıntılarımızdan uzaklaştırabilecek, kafamızı boşaltmamıza yardımcı olabilecek filmlere gider. Stuck in Love bu kategorideki filmlerden. Josh Boone'un ilk yönetmenlik deneyimi olan 2012 yapımı film, kadrosunda Jennifer Connely, Lily Collins, Greg Kinnear, Logan Lerman, Kristen Bell gibi isimleri barındırıyor. Hikaye; başarılı bir yazar olan Bill Borges, takıntılı olduğu eski eşi Erica ve kendisi gibi yazar olma konusunda teşvik ettiği iki çocukları Samantha ile Rusty etrafında şekilleniyor. Film bize farklı aşamalarda, farklı sınavlar veren, hayatımızın farklı dönemlerindeki hisleri hatırlatacak üç ilişki sunuyor. Bir tarafta eski eşi Erica'nın bir gün ona döneceği umuduna tutunarak yaşamaya çalışan Bill ve yeni ilişkisinde mutlu olamayan Erica'nın aşkı var. Yıllarla birlikte demlenmiş bu ilişkide, ikinci şansını arayan iki insanın sevgisine ve bağlılığına tanık oluyoruz. Diğer yanda anne babasının yaşadıklarından etkilendiği için ciddi ilişkilerden uzak duran Samantha ve her zorluğa rağmen ondan vazgeçmeyen Lou. Samantha'nın bu korkak ve güvensiz halinin, aşka olan inançsızlığının da pek çok seyircinin kendisiyle özdeşleştirebileceği kadar güzel işlendiğini söyleyebilirim. Burda da bir ikinci şans söz konusu, iki insanın birbirine verdiği değil ama bir karakterin aşka ve ilişkilere verdiği ikinci şansı görüyoruz Samantha'da. Üçüncü hikayenin kahramanı ise evin en genci, umutsuz bir romantik olan Rusty. Onda ise ilk aşkın hissettirdiklerini yeniden hatırlıyoruz. Sevdiği kızı kusursuz bir melek olarak tasvir eden Rusty, zamanla aşkın ve insanların kusurlu taraflarıyla karşılaşıyor, ilk aşkının acısını yaşarken bize de o kalp kırıklığını hatırlatıyor. Bu filmi sadece romantik ilişkilere indirgemek de haksızlık olur. Stuck in Love, aynı zamanda bir aile filmi. Özellikle anne kızın arasındaki çatışma, hikayenin temel kaynaklarından biri. Yıllarca babasının yaşadığı acıya tanık olan bir genç kızın annesine duyduğu öfkeyi, annenin çaresizliğini izliyoruz. Lily Collins ve Jennifer Connely ise öyle benziyorlar ki bu ikiliden daha iyi bir anne - kız seçimi yapılamazdı diye düşünüyorum. Filmin en güzel yanı ise edebiyatla, kitaplarla yoğrulmuş olması. Her karakter kitaplarla içli dışlı, ya yazıyor ya okuyor. Önemli sahnelerin arka fonunda mutlaka kitap var. Karakterlerin birbirleriyle ilişkileri kitaplar üzerine kuruluyor. Kırılma noktaları, önemli diyaloglar hep edebiyat vesilesiyle gerçekleşiyor. Edebiyat aşığı biriyseniz sizi çok keyifli bir yolculuk bekliyor demektir. Hikaye anlatımı aklınıza kazınacak, ömürlük repliklerle süslenmiş. Böylesine edebiyatla içli dışlı bir filmden daha azını bekleyemezdik zaten. Bu yüzden bu filmi size en çok hissettirebilecek şey o repliklerden bazılarını paylaşmak olabilir diye düşünüyorum. "Çok korkuyorum, canım yansın istemiyorum." Sam'in ağlayarak sarf ettiği bu cümle filmin en etkileyici sahnelerinden birini bize veriyor. Arkada çalan Between the Bars şarkısı eşliğinde Sam'in korkularını, yıllardır taşıdığı güvensizliği hissediyor içindeki o korkak ve yaralı çocuğu görüyoruz. "Canımı yaktığını hatırlıyorum, ona bakmak canımı yakıyordu." Rusty ilk aşkını böyle anlatıyor, Kate'i gördüğündeki hislerini böyle tarif ediyor. "En büyük hatam senin beni düzeltebileceğini düşünmekti. Kendimi sadece ben iyileştirebilirim." Kate'in, Rusty'e yazdığı bu cümle hepimizin hayatına adapte etmesi gereken bir motto aslında. Zaman zaman hepimiz düşürüyoruz bu hataya. İçimizdeki o boşluğu birileri doldurabilir sanıyoruz, yaralı tarafımızı iyileştirecek birileri gelsin istiyoruz. Oysa kendimize iyi gelebilecek tek kişi yine biziz. Bunu fark ettiğimiz de o iyileşme yoluna giriyoruz belki de. Keyifli, içten, sizi hiç yormayacak ve içinde barındırdığı tüm hüzünlerine, yaralı karakterlerine, hatta sizi ağlatacak sahnelerine rağmen; bitmesini istemeyeceğiniz kadar mutlu bir film Stuck in Love. Yaşamınızda durduğunuz yere bağlı olarak belki aşka inancınızı tazeleyecek, belki ilişkilere olan güvensizliğinizi kırabilecek, belki de ikinci şansı verme cesaretinizi kazandıracak bir film olarak hayatınıza dokunabilir. [eafl id="124721" name="" text="1"], [eafl id="124722" name="" text="2"]  

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.