Bazı şarkılar vardır ki bizi geçmişe, geçmişteki anılarımıza ve geçmişte yaşadığımız güçlü yerlere götürür. Ben bir dinleyici olarak çocukluğumun şarkılarını, çocukluğumdan gelen o melodileri ve beni rahatlatan notaların uyumunu sizinle paylaşmak istedim. Tanıdık melodilerin, tanıdık anıları ve hisleri beraberinde getirdiğine inanıyorum. Notaların armonisindeki gizli saklı anıları, ilklerin heyecanını ve yeni deneyimlenen duyguları hatırlamayı paylaştığım şarkılarda bulmanızı ve hissetmenizi umuyorum. 1. Air - Cherry Blossom Girl “I don’t want to be shy   Can’t stand it anymore   I just want to say ‘Hi’   To the one I love   Cherry blossom girl” Sadece masumluktan ve saf sevgiden oluşan bu şarkı, birbirinden farklı iki hikâyeyi anlatıyor ve hangisinin daha özel olduğunu söylemek gerçekten zor. Melodisindeki anlatılan hikâye ile sözlerin uyumundaki hikâye tamamen farklı ama ikisi de aynı kapıya çıkıyor. Şarkının melodisindeki bilimsellik ve üstün hayal gücü, çocukluğumuzdaki sınırı olmayan düşüncelerimizi anlatıyor ve hissettiriyor. Sözlerinde ise yeni yeşeren bir aşkı ve hayatımızda olmasını istediğimiz kişi ile aramızdaki duvarı anlatıyor. O duvar ise küçüklüğümüze özgü utangaçlıktır. 2. Pearl Jam - Black “Of what was everything” Pearl Jam dinlemek, farklı dünyaları beraberinde getiriyor. Farklı dünyalardaki farklı hayallere dalabiliyoruz. “Black” aslında aşk konusundaki hislerimizin ve ortak acılarımızın bir haykırış biçimi oluyor ve “Bu sadece müzik değil; bu bir kaçış” sözünün aslında bir yüzleşme olduğunu anlatan bir şarkı. Anıları hatırlatıyor, sorgulatıyor ve aynı zamanda duygularımızı ifade ettiği için rahatlatıyor. En iyi tavsiyeyi melodilerde, melodilere uyan sözlerde ve sözlerin kendi içindeki dans edişinde bulabiliyoruz. Bu sadece bir şarkı değil; aynı zamanda en iyi arkadaştır ve farklı dünyaların tüm mucizelerini size verebilir. Pearl Jam dinlemek bazen hayat oluyor ve tüm hayatların en özelinden… 3. Jet - Hold on          “You tried so hard to be someone           That you forget who you are           You tried to fill some emptiness           Till all you had spilled over” Bazen hayatımızda kim olduğumuzu bilmek, kendimiz gibi hissetmek isteriz. Bizi, kendimiz gibi hissettiren melodiler, kaybolduğumuzda bizi tutan sözler ve düştüğümüzde kalkmamız gerektiğini hatırlatan düşünceler vardır. Bazen sadece üzülmemiz de gerekebilir. Belki olduğumuz kişiyi kaybettik, belki kalbimizi kıran düşünceleri bir türlü zihnimizden çıkaramadık ama böyle zamanlarda müziğimiz var. Jet’in bu şarkısı tam olarak bunları hatırlatır. Kim olduğumuzu hatırlamak ve olabileceğimizin en iyisi olmak. 4. The Cranberries – Ode To My Family Kapalı havaların, yolculukların, yolculuklarla beraber gelen yağmurların şarkısı ve bahsettiğim, hepimizin tanıdık hislerini bir arada tutan şarkı. Sevginin saflığı, dokunmanın büyüsü ve sihrin gerçek olduğu yer üzerine… 5. The Bluetones – Bluetonic “When I am sad and weary When all my hope is göne And I can’t put my finger on the things first went wrong I have a little secret I like to tell myself And until now I haven’t told anybody else” Bazı günler vardır ki büyük bir bezginliğe kapılabiliriz ama dediğim gibi bu tür zamanlarda müziğimiz var. Sabah dinlendiğinde gününüzü güzelleştirecek bir şarkıyla yazımı bitirmek istiyorum. Beklediği ilgiyi göremediğini düşündüğüm bir şarkı. Saf sözlerin, hareketli ritimlerin ve mutluluğun içindeki burukluğun en iyi anlatıldığını düşündüğüm ve çocukluğumdan beri beni yalnız bırakmayan bu şarkı, umarım sizlerin de hoşuna gidecektir. Müzikten ve sanattan daha kavramsal bir şey olduğunu düşünmüyorum. Müzik hep sizinle…