Hem Güldüren Hem Ağlatan Cinsten: 5 Dilde Aşk

Hem Güldüren Hem Ağlatan Cinsten: 5 Dilde Aşk
  • 0
    0
    0
    0
  • Kimimize göre yaşanması mümkün, kimimize göre ise dev bir ütopya. Elbette her insanda farklı tezahür eder aşk, ancak bu filmler çoğumuzda aynı duyguları uyandırıyor. Fransızca, İspanyolca, Türkçe, İngilizce ve İtalyanca'da aşk nasıl diye merak ediyorsanız, cevabını bu listede bulabilirsiniz.

    1. Hayat Güzeldir (La Vita é Bella)

    İlk olarak İtalyan yapımı, sadece romantik film olarak kategorilendiremeyeceğimiz bir filmle başlıyoruz. Yaşama aşık ve hayatın kıymetli yanlarını gören Guido, öğretmen Dora'ya aşık olur. Karşılaştıkları engellere rağmen aşklarını evlilikle taçlandırırlar ve bir çocuk sahibi olurlar. Hayatlarının düzene girdiği sırada, yaşadıkları bölge Alman istilasına uğrar ve Yahudi oldukları için toplama kampına götürülürler. Guido, biricik oğlu Giosué'ye, savaşın ve kampın aslında bir oyun olduğunu ve oyunun sonunda ona çok istediği oyuncak tankı hediye edeceğini söyler. Filmin senaristliğini üstlenen ve yönetmen koltuğunda oturan Roberto Benigni'i, aynı zamanda başrolde, Nicoletta Brashci ile birlikte seyrediyoruz. Yaşadıkları olaylara, aşklarına izleyenleri de şahit eden İtalyan yapımı film, aynı zamanda bizleri hayatın içerisindeki trajediyle burun buruna getiriyor.

    2. Amélie (Le Fabuleux destin d'Amélie Poulain)

    Sırada Fransız yapımı, dünya çapında yankı uyandırmış, tatlı, romantik bir film olan Amelie var. Ailesi tarafından hayattan izole bir şekilde büyütülen ve annesini çocuk yaşta kaybeden Amelie babasıyla büyür. Evden ayrılma yaşı geldiğinde, şehirde bir daireye yerleşir ve garson olarak çalışmaya başlar. Amelie iyi kalpli, küçük detaylarla mutlu olabilen ve hayal gücü yüksek bir kızdır. Bir gün tesadüf eseri banyodaki kırık fayansın arkasında başkasına ait bir kutu bulur. Hedefi bellidir. İyilik yapıp o kutunun sahibini bulmaya karar verir. Bu yola çıktıktan sonra hayatın türlü gariplikleriyle karşılaşan Amelie, hayatının aşkına da rastlayacaktır. Jean-Pierre Jeunet'in yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği film, son 15 yılın en çok ses getiren ve kendini defalarca izletebilen filmleri arasında en üst sıralarda gelir. Başrollerini; Audrey Tautou ve Philippe Beautier'nin paylaştığı bu romantik komedi, aşkla birlikte hayatın içindeki küçük ama tatlı detaylara da işaret ediyor.

    3. Aşk Tesadüfleri Sever

    Yerli yapım romantik filmlerin en üst sıralarında gelir Aşk Tesadüfleri Sever. Ben ağlamam diyenleri bile duygulandıracak nitelikte bir film. "Olamaz mı? Olabilir." Deniz, tiyatro aşığı ve kendini buna adamış güzel bir kadındır. Özgür, ise idealleri olan yakışıklı, genç bir fotoğrafçıdır. 1977'de aynı tarihte doğmuş, çocukluklarını Ankara'da, aynı mahallelerde geçirmişlerdir. Birbirlerini teğet geçen hayatları, İstanbul'da 25 senenin sonunda kesişir. Her geçen gün birbirlerine daha da bağlanırlar. Zaman zaman aralarında oluşan o güçlü bağı, aşkı zaman zaman ise bireysel hayatlarındaki kaosları izleriz. Tanıştıktan sonra yaşadıkları her an, onları bir başka anıya sürükler. Yönetmenliğini Ömer Faruk Solak'ın üstlendiği filmin başrollerini; Belçim Bilgin ile Mehmet Günsur paylaşıyor. Tesadüfleriyle gülümsediğimiz, yaşadıklarıyla ağladığımız bu film, bizlere duygu dolu anların sözünü veriyor.

    4. Senden Önce Ben (Me Before You)

    İngiltere ve ABD ortak yapımı olan Me Before You, iki farklı bireyin penceresinden sunuyor filmi bizlere. Sonrası ise yüzümüze tatlı tebessümler bırakacak bir hikayeye dönüşüveriyor. Hayatta istediği her şeyi yapmış, sportif, eğlenmeyi seven, başarılı ve zengin bir adam olan Will Traynor, geçirdiği motosiklet kazası sonucunda tekerlekli sandalyeyle yaşamına devam eder. Bu durum, onun psikolojisini oldukça etkiler ve adam hayattan vazgeçme düşüncesine bile kapılır. Louisa Clarke ise, çevresindekileri mutlu ettikçe mutlu olan, sevgiyi öğrenmiş, büyük hedefleri, beklentileri olmayan biridir. Garson olarak çalıştığı kafeden ayrılınca işsiz kalır. İş aradığı dönemde bu ilana rastlar. Traynor'ların evinde işe başlar ve Will'in bakımını üstlenir. Başlarda küçümsediği Lou sayesinde, Will ile aralarında farklı bir dil gelişir. Aralarındaki zamanla oluşan arkadaşlık, keyifli bir aşk hikayesine dönüşür. Yönetmen koltuğunda Thea Sharrock'ın oturduğu filmin senaristliğini, aynı zamanda filmin uyarlandığı kitabın da yazarı olan Jojo Moyes üstlenmiştir. Başrollerini Sam Claflin ve Emilia Clarke'ın paylaştığı film bizlere adeta bir masalı tasvirliyor.

    5. Fırtına Anı (Mirage)

    İspanyol yapımı olan Mirage, bize dram ve gerilimin içerisinde bilim-kurguyu da sunuyor. Aşkı, yaşanılan karmaşık durumlardan dolayı ara ara unutturacak olan film, aslında yaşanılan şiddetli anların aşkla olan bağını da gözler önüne seriyor. Şiddetli fırtına, 9 Kasım 1989'da çıkar. Henüz 12 yaşında bir çocuk olan Nico, komşusunun evinde olan gariplikleri fark eder. Duyduğu sesler üzerine yardıma gitmek ister. Gittiğinde komşusunun karısını öldüğünü görür. Fark edildiğini gören çocuk, evden çıkıp koşarken bir trafik kazası geçirir ve ölür. 25 yıl sonra Vera, eşi David ve kızları Nico'nun yaşadığı eve taşınır. Vera tesadüf eseri Nico'nun çocukluğuna ait video kayıtlarını bulur. Video yoluyla küçük çocukla iletişime geçer ve onun hayatını kurtarır. Vera'nın bu müdahalesi, iki tarafın da yaşadığı hayatın değişmesine sebep olur. Yönetmen koltuğunda Oriol Paulo'nun oturduğu filmin başrollerinde; Adriana Ugarte, Chino Darin ve Javier Gutierrez bulunuyor. Gerilimi damarlarınızda hissedeceğiniz bu film, aşkı bambaşka bir formda bizlere sunuyor.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.