Oyuncu mu, İzleyici mi?: Nerve (2016)

Oyuncu mu, İzleyici mi?: Nerve (2016)
  • 0
    0
    0
    0
  • Filmin yönetmenliği, Ariel Schulman ve Henry Joost tarafından yapılmış ve Jeanne Ryan’ın romanından Jessica Sharzer tarafından senaryolaştırılmıştır. Nerve, gizem ve suç dolu bir tekno-gerilim filmidir. Filmin başrollerinde Emma Roberts (Vee)’a, Dave Franco (Ian) eşlik ediyor. Oyuncu kadrosunu ise Emily Meade, Miles Heizer, Kimiko Glenn, Machine Gun Kelly ve Juliette Lewis oluşturmaktadır. Film, New York sokaklarında geçiyor ve başrol karakteri Vee karşımıza çıkıyor. Vee, lise son sınıf öğrencisi ve amatör de olsa bir fotoğrafçıdır. Üniversitede karşılaştığı bilinmezlik ile beraber, gençlik dünyasındaki kalp çarpıntılarıyla kendi yolunu çizmeye çalışmaktadır. En yakın arkadaşı Sydney (Emily Meade), popülerliğine düşkün bir gençtir. Vee ile aralarında geçen, hatta tetiği çeken bir tartışma yüzünden Vee; yakın arkadaşının da bağımlısı olduğu, internet üzerinden oynanan adrenalin dolu bir yarışma olan Oyun(Nerve)'a düşünmeden kayıt olur. Nerve, bir çeşit doğruluk ya da cesaret oyunu. İsim olarak bu şekilde karşımıza çıkıyor fakat oyunda doğruluk diye bir seçenekle karşılaşmıyoruz. Oynayanların iki hakkı var, “oyuncu ya da izleyici”.  Oyuncu olarak bağlanan kişilerin bütün sosyal hesaplarına erişerek ona özel bir program oluşturuluyor. Oyunculara yapmaları gereken görevleri de izleyiciler veriyor. Yapmaları gereken görevler, yapıldıkça yenileniyor ve verilen görevlerin yerine getirme süreleri de değişiyor. Görevler tamamlandıkça oyuncular para kazanıyor ve bunun yanı sıra gerçekleştirilen görev, izleyiciler tarafından canlı yayın açılarak yayınlanıyor. İzlenme oranlarına göre de oyuncular belirli bir ün elde edebiliyor. Ayrıca oyuncu kategorisinde oynayanların her şeyleri karşı sisteme geçtiği için ispiyonculuk yok! İspiyonculuk işin içine girdiği takdirde, oynayanlar bütün her şeylerini yavaş yavaş kaybetmeye başlıyor. Vee bu karmaşanın içinde kendini Ian’ın yanında buluyor. Vee ve Ian’ın arasındaki çekimi fark eden izleyenler, onları oyunun gözdesi haline getiriyor.
    Neon Işık 
    Sanal âlem içerisinde, kendilerini bir maskenin ve takma ismin arkasına saklayan insanlar; her şeyi yapabilme özgürlüğü ile kendilerini büyük bir maceranın içerisinde buluyor. Tam da bu noktada filmi izleyen izleyicinin zihninde Lacan öğretileri beliriyor. Lacan öğretilerinden birkaçına değinmek gerekirse; imge -belirtmiştik- ruhsal yaşamın imgelerden oluşan parçasıdır. Kendimizin imgesi, başkalarının ve şeylerin imgesidir. 
    Bu filmde, izleyiciye aktarılan imgeler ile beraber; gençlerin zihinlerinde, psişelerinde yer alan imgeler arasındaki paralellikten, büyük bir gerilim masalı ortaya çıkıyor. Kimse tanık oldukları hakkında sesini çıkarmıyor ve bundan suçluluk hissetmiyor. İmgesel baba ise, babanın bilincinde olmayan yerleşmiş imgeleridir. Kendi babamızdan veya genel olarak baba figüründen gelen imgelerdir. Otoriteyi gösteren bir imge, kalkan bir parmak ya da bir sesin hükmeden tonu olabilir. Filmde, oyunda bile otoritenin nasıl hayatın ortasına oturduğunu görüyoruz.
    Film; sanal ortamın hayatımızı ne kadar etkilediğini, insanların göstermedikleri yüzünün ortaya çıkışını ve her şeyin bir oyun olarak görülmesini gözler önüne seriyor. İnsanların, yönetime karşı nasıl son ana kadar ses çıkarmadığına hepimiz tanık oluyoruz. Peki, bu ne kadar ileri gidilebilir ya da sen bu platformda izleyici misin, oyuncu musun?

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.