İstanbul, birçok sanat dalına çok eskilerden beri konu olmuş vazgeçilmez bir şehir. Yazarların, şairlerin betimlemelerle süslediği, fotoğrafçıların siluetinden vazgeçemediği sanata oldukça ilham kaynağı olmuş bir şehirdir kendisi. İçerisinde bir sürü sosyolojik hikaye barındıran bu şehir, sinemanın da çok eskilerden beri vazgeçilmezleri arasında. Sinema tarihinde yerli, yabancı birçok yapıma ev sahipliği yaptığını görüyoruz. Bu yazıda farklı üslup ve bakış açısıyla İstanbul'un dinamiğini kimi zaman eğlenceli, kimi zaman eleştirel, kimi zaman da hüzünlü atmosferiyle seyircinin karşısına geçmiş üç yerli yapımı sizler için seçtik.

1. Anlat İstanbul (2004) / Ümit Ünal

İstanbul'u bir masal niteliğinde anlatmak isteseydiniz nasıl anlatırdınız? 2004 yılında Ümit Ünal "Anlat İstanbul" ile muazzam bir cevap veriyor bizlere. Film de en çok dikkat çeken belli bir başrol oyuncusunun olmayışı. Beş hikayeden oluşan film çok iyi bildiğimiz masalların İstanbul'a uyarlanmış halleri; Kırmızı Başlıklı Kız, Fareli Köyün Kavalcısı, Uyuyan Güzel, Pamuk Prenses ve Külkedisi. Masallar birbirleriyle ile bağlantılı olarak kurgulanmış ve İstanbul'un masalları haline gelmişler. Filmin oyuncu kadrosu, kurgusu, diyalogları ile Türk sineması adına ivme niteliğinde olduğu kesin. Film de bir diğer etkileyici nokta ise aslında filmin zamansız bir film oluşu. 2000'lerin başında hayata geçirilmiş bu eser üstünden ne kadar zaman geçerse geçsin değerini kaybetmeyecek ve anlatmak istediği önermeyi aynı dinamikte seyirciye geçirebilecek bir başyapıt. 2. Başka Semtin Çocukları (2009) / Aydın Bulut Başka Semtin Çocukları, İstanbul'un varoşunda sıkışıp kalmış insanların öyküsü. Oldukça fazla tartışmaya sebep olmuş film yine güçlü bir oyuncu kadrosuyla oldukça gerçekçi hatta rahatsız edici bir gerçeklikle yansıtılmaya çalışılmış. Film iki yakın arkadaşın bir şekilde paçayı kurtarma, kendilerine yeni bir hayat kurma çabalarını anlatılıyor. Film tüm karakterlerin umutları, umutsuzlukları, yer yer tükenmişlik ve çaresizlik hallerini yansıtarak bizi İstanbul'un bir başka gerçek yüzüyle baş başa bırakıyor. Kurgu ve senaryo adına oldukça eleştiriye maruz kalmış olsa da toplumsal yakarış niteliğinde ve mutlaka şans verilmesi gereken bir yapım olduğu aşikar. 3. Neredesin Firuze? (2004) / Ezel Akay Neredesin Firuze, diğer iki filmin yanı sıra eğlenceli, yer yer içinize oturan hüzünlü sahneler barındıran ama genel olarak bol kahkahalı bir İstanbul Unkapanı hikayesi. Bu defa umutların, hayallerin, başarının, parasızlığın, hayata tutunma çabasının mizahla harmanlanmış hali karşımıza çıkıyor. Film de oyunculuklar ve karakterler oldukça ön planda. Karakterlerin hepsi kendine has özellikler barındıran tiplemeler ve harika oyunculuklarla birleştiğinde ortaya muhteşem bir iş çıkmış. Filmde hikaye akışının aralarına giren ünlü müzisyenlerin seslendirdiği şarkılar ile bambaşka bir atmosfer yaratılmış. Kostüm seçimleri, mekanlar ve sahneler hepsi birleşip bir bütünü temsil ediyor ve asla rahatsız etmiyor. Film bütünüyle Unkapanı dünyasına sizi anında adapte ediyor. İstanbul'u üç filmle anlatacak olsaydınız siz hangilerini seçerdiniz?