Dünya Muhsin Bey ile Ali Nazik arasındaki gerilimden dönüveriyor.
Muhsin Bey umut ve onurken,
Ali Nazik diz çöküş ve kederdir.
Biri özgünlük arayışı iken, diğeri teslimiyet çığlığı.
Biri bilginin çekingenliği, öteki cehaletin arsızlığı.
Bir acı çay: tevazu ve kibir.
Muhsin Bey kardelen çiçeğinin kendiliği ise,
Ali Nazik bir balık olmak isteyen güne bakan çiçeğinin hüznüdür.
Lakin gün sonunda ikisi de imkansızlık bakiyesidir.
Yavaşlık ve hızın muazzam çarpışması.
Telaş ve dinginlik uzlaşmazlığı.
Ali bugünde kalacak sabun köpüğü,
Muhsin yüz yıl sonradan el sallayan bir yıldız.
Dönüp baktığımda ikisiyle de müşterek noktalar bulabiliyorum.
Belki de yıllardır bu filmi aklımda tutup, saplanıp kalmış bir kılıç misali çıkaramamamdan artık öğrenmem gereken şudur:
Siyah ve beyazdan, Ali Nazik ve Muhsin’den kendi gri’mi yaratmak.
Göze uzun geliyor yol, manzara şahane.
Paletle fırçaları hazırlayıp, boyalara inanmalıyım
ve yaren kılmalıyım kalemle kağıdı kalbime.
Böylece belki bugün belki yarın kurtarmış olacağım kurtarılması gereken ne ise onu...
Unutmadan,
siz peki,
kurtardınız mı bari?
Muhsin Bey - Kurtardın mı Bari?
Yorum Bırakın