Nâzım Hikmet'in Mutlaka Okunması Gereken 10 Şiiri

Nâzım Hikmet'in Mutlaka Okunması Gereken 10 Şiiri
  • 14
    0
    0
    0
  • Türk şair, oyun yazarı, romancı, anı yazarı daha çok "Romantik komunist" ve "Romantik devrimci" olarak tanımlanan Nâzım Hikmet Ran, kendine has üslubuyla kalplerde yer edinmiş çok önemli bir isimdir. Siyasi inançları yüzünden defalarca tutuklanmış ve yaşamının büyük bi' bölümünü hapiste ya da sürgünde geçirmiştir. Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır. Bugün sizler için Nâzım Hikmet'in mutlaka okunması gereken 10 şiirini derledik. İşte en güzel Nazım Hikmet şiirleri...

    10. Yaşamaya Dair

    Yaşamak şakaya gelmez,
    büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
                         bir sincap gibi mesela,
    yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
                          yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

    Yaşamayı ciddiye alacaksın,
    yani o derecede, öylesine ki,
    mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
    yahut kocaman gözlüklerin,
                         beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
                                   insanlar için ölebileceksin,
                         hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
                         hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
                         hem de en güzel en gerçek şeyin
                                      yaşamak olduğunu bildiğin halde.

    Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
    yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
             hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
             ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
                                    yaşamak yanı ağır bastığından.

    9. Seviyorum Seni

    Seviyorum seni
    ekmeği tuza banıp yer gibi

    Geceleyin ateşler içinde uyanarak
    ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi

    Ağır posta paketini
    neyin nesi belirsiz
    telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi

    Seviyorum seni
    denizi ilk defa uçakla geçer gibi

    İstanbul\'da yumuşacık kararırken ortalık
    içimde kımıldayan birşeyler gibi

    Seviyorum seni
    Yaşıyoruz çok şükür der gibi.

    8. Bence Şimdi Sen De Herkes Gibisin

    Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
    Onlardan kalbime sevda geçmiyor
    Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
    Çünkü bence şimdi herkes gibisin

    Yolunu beklerken daha dün gece
    Kaçıyorum bugün senden gizlice
    Kalbime baktım da işte iyice
    Anladım ki sen de herkes gibisin

    Büsbütün unuttum seni eminim
    Maziye karıştı şimdi yeminim
    Kalbimde senin için yok bile kinim
    Bence sen de şimdi herkes gibisin

    7. Tahirle Zühre Meselesi

    Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
    hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
    bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
    yani yürekte.

    Meselâ bir barikatta dövüşerek
    meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
    meselâ denerken damarlarında bir serumu
                                 ölmek ayıp olur mu?

    Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
    hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

    Seversin dünyayı doludizgin
    ama o bunun farkında değildir
    ayrılmak istemezsin dünyadan
    ama o senden ayrılacak
    yani sen elmayı seviyorsun diye
    elmanın da seni sevmesi şart mı?
    Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
    yahut hiç sevmeseydi
    Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

    Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
    hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

    6. Ben Senden Önce Ölmek İsterim

    Ben
    senden önce ölmek isterim.
    Gidenin arkasından gelen
    gideni bulacak mı zannediyorsun?
    Ben zannetmiyorum bunu.
    Iyisi mi,beni yaktırırsın,
    odanda ocağın üstüne korsun
    içinde bir kavanozun.
    Kavanoz camdan olsun,
    şeffaf, beyaz camdan olsun
    ki içinde beni gorebilesin
    Fedakarliğimi anlıyorsun
    vazgeçtim toprak olmaktan,
    vazgeçtim çiçek olmaktan
    senin yanında kalabilmek için.
    Ve toz oluyorum
    yaşiyorum yanında senin.
    Sonra, sen de ölünce
    kavanozuma gelirsin.
    Ve orada beraber yaşarız
    külümün içinde külün
    ta ki bir savruk gelin
    yahut vefasız bir torun
    bizi ordan atana kadar...
    Ama biz
    o zamana kadar
    o kadar
    karışacağız
    ki birbirimize,
    atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
    yan yana düşecek.
    Toprağa beraber dalacagız.
    Ve bir gün yabani bir çiçek
    bu toprak parçasndan nemlenip filizlenirse
    sapında muhakkak
    iki çiçek açacak :
    biri sen
    biri de ben.
    Ben
    daha ölümü düşünmüyorum.
    Ben daha bir çocuk doğuracağım
    Hayat taşıyor içimden.
    Kaynıyor kanım.
    Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
    ama sen de beraber.
    Ama ölüm de korkutmuyor beni.
    Yalnız pek sevimsiz buluyorum
    bizim cenaze şeklini.
    Ben ölünceye kadar da
    Bu düzelir herhalde.
    Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
    Içimden bir şey :
    belki diyor.

    5. Seni Düşünmek

    Seni düşünmek güzel şey,
    ümitli şey,
    dünyanın en güzel sesinden
    en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
    Fakat artık ümit yetmiyor bana,
    ben artık şarkı dinlemek değil,
    şarkı söylemek istiyorum...

    4. Mavi Gözlü Dev, Minnacık Kadın ve Hanımelleri

    O mavi gözlü bir devdi.
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Kadının hayali minnacık bir evdi,
                           bahçesinde ebruli
                                     hanımeli
                                               açan bir ev.

    Bir dev gibi seviyordu dev.
    Ve elleri öyle büyük işler için
                              hazırlanmıştı ki devin,
    yapamazdı yapısını,
                             çalamazdı kapısını
    bahçesinde ebruli
                       hanımeli
                                 açan evin.

    O mavi gözlü bir devdi.
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Mini minnacıktı kadın.
    Rahata acıktı kadın
                yoruldu devin büyük yolunda.
    Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
    girdi zengin bir cücenin kolunda
               bahçesinde ebruli
                         hanımeli
                                   açan eve.

    Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
    dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
    bahçesinde ebruli
                             hanımeli
                                       açan ev..

    3. Mavi Liman

    Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
    Seyir defterini başkası yazsın.
    Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.
    Beni o limana çıkaramazsın...

    2. Ceviz Ağacı

    Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
    Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı\'nda,
    Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
    Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

    Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı\'nda.
    Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
    Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
    Koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.
    Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
    Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul\'a.
    Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.
    Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul\'u.
    Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.

    Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı\'nda.
    Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

    1. Nikbinlik

    Güzel günler göreceğiz çocuklar,
    güneşli günler
                    göre-
                          -ceğiz...
    Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
    ışıklı maviliklere
                              süre-
                                    -ceğiz...
    Açtık mıydı hele bir
                                son vitesi,
    adedi devir.
             Motorun sesi.
    Uuuuuuuy! çocuklar kim bilir
                                      ne harikûlâdedir
                 160 kilometre giderken öpüşmesi...

    Hani şimdi bize
    cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
                 yalnız cumaları
                          yalnız pazarları..
    Hani şimdi biz
    bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
                        ışıklı caddelerde mağazaları,
    hani bunlar
    77 katlı yekpare camdan mağazalardır.
    Hani şimdi biz haykırırız
         Cevap:
                açılır kara kaplı kitap:
                                                zindan..
    Kayış kapar kolumuzu
                                  kırılan kemik
                                                   kan.
    Hani şimdi bizim soframıza
                                     haftada bir et gelir.
    Ve
    çocuklarımız işten eve
                                sapsarı iskelet gelir..
    Hani şimdi biz..
    İnanın:
            güzel günler göreceğiz çocuklar
            güneşli günler
                                göre-
                                      -ceğiz.
    Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
    ışıklı maviliklere
                              süre-
                                   -ceğiz.....


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.