Her şeyin ırzına geçtiniz ulan!

Her şeyin ırzına geçtiniz ulan!
  • 0
    0
    0
    0
  • Yüksek bir binanın tepesine çıkıp; 'Her şeyin ırzına geçtiniz ulan!' diye bağırmak geliyor içimden.

     


    O an tüm hayat dursun ve tüm dünya yalnız bu cümleyi duysun istiyorum.
    Her dine göre kıyametin son alameti vuku bulmuş ürpertisi yaratsın, müslümanlar sur üflendi sansın.
    Ben elbette kendi anadilimde haykırayım ama dünya üzerindeki her bir insana anlık çeviri olarak anlayacağı dilde iletilsin. Allahın bile unuttuğu yaşayan en ilkel kabiledeki dilsiz, donsuz yaşlı adam da dahil 'Her şeyin ırzına geçtiniz ulan!' dediğimi idrak etsin.

    Bir boka yarayacağından değil, farkındalık olsun diye de değil, tarihe adım kazınsız, wikipediada bu olay kayda geçsin, bir tek ben cesaret ettim sizi salaklar  kibiriyle de değil, Yeşilçam'da Ayşe'nin mahalleyi götüne takıp hadi insanların dikkatini çekelim mottosuyla kitlesel iyilik hareketi olsun diye de değil. Kaldı ki Ayşe'nin yalancı mutluluk şarkısı sakat kaldığı an itibariyle zort diye kesilmişti hatırlatırım. 

    Yıllardır çok çeşitli sebeplere, sonuçlara, gözlemlere ve tecrübelere dayanarak yalnız kendi içimde kendime haykırdığım şeyi bir kez olsun sesli söyleme cesareti göstermek için. Hiç bir şey değişmeyecek diye hep içimde yankılanan şeyi, yine hiç bir şeyin değişmeyeni bilerek ve bir beklenti içine girmeden bir kez olsun siz de işitin diye!

    Bu bir hükümet eleştirisi değil!
    Greenpeace çağrısı değil!
    Çaresi hala bulunmamış 21. yy hastalığı farkındalık challengecı değil!
    Etkileşim için yapılan sosyal medya içeriği değil!
    Dinsel değil!
    Şiirsel değil!
    Sanatsal değil!
    Deneysel değil!

    Neden sonra inanın hesaplayamıyorum, insanlar, duygular, düşünceler, tepkiler, ifadeler, kıyafetler, mimikler ve hatta yüzler, bindiğimiz araba, radyoda çalan şarkı, kıçımıza çektiğimiz pantolon, yediğimiz yemek, evdeki kedi ve köpek, üflediğimiz mum, oturduğumuz bank, yürüdüğümüz ağaçlı yol, sabah günaydın, akşam dizi, spor faaliyetleri, renkler, kokular, saçlar ve saç renkleri, yılın akıllısı ve yine aynı yılın delisi, bilim, felsefe, sanat, edebiyat ve hatta başucundaki kitap, bir bahar akşamı oturduğun balkon, elindeki kupa, aldığın nefes, evrene içinden ettiğin frekanslı niyet ve gözümden akan yaştan bulanmasa ekran nefes almadan sıralacağım daha yüzlercesi...
    Neden sonra inanın hesaplayamıyorum, birbirinin ucuz bir kopyası haline geldi.
    Tüm dünya bir anda birbirinin aynı oldu!
    Herkes birebir olamasa da A kalite replikaları halka sunuldu!


    'Her şeyin ırzına geçtiniz ulan!'

    Aynı ağızlar,
    Aynı ağızlardan çıkan aynı c/p sözler,
    Aynı sözlerden hemen singleı yapılan aynı şarkılar,
    Aynı şarkıda aynı gülüş ve aynı göz yaşı,
    Aynı filtreyle çekilmiş birbirinin aynı bir grup insanın aynı yerde yayınlanan fotoğrafı!

    Sanki bütün dünya bir mekanda toplanmış, beni yoldan çevirip, 'Pardon, bi' fotoğrafımızı çeker misiniz?' diye aynı ses tonuyla rica edip elime kamerayı tutuşturuyorlar da kadraja baktığım anda korkudan ödüm kopuyor! 
    Aletin sahibi nasıl bir filtre seçtiyse onca insan birbirinin tek yumurta bilmem kaçızı!

    'Her şeyin ırzına geçtiniz ulan!'

    Saçma sapan bir anestezi farkındalığı!
    Acıdan kıvranıyorum ama siz farkında değilsiniz ben de sesimi duyuramıyorum!

    İçinde bulunduğum duygu durumunu, yaşadığım bu şeyi adı her neyse işte, tek cümlede bir kitabında şöyle özetlemiş Murat Menteş; ''Ateşin icadından önce ölüp cehenneme giden mağara kadınının hayreti içindeydim!'' 

     

     


    Hayretler içinde bir göktelenin tepesine çıkıp haykırmak istiyorum!

    'Her şeyin ırzına geçtiniz ulan!' 

     

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.