Merhabalar dostlar. Günün konusu; Şarap kalitesini anlamak.

Rahmi Koç'a göre şarabın kaliteli olup olmadığı ertesi sabah anlaşılır. Eğer sabah başınızı ağrıtmamışsa, akşam içtiğiniz şarap iyi şaraptır. Ama bu kadar gecikmeden birtakım tahliller yapmanız gerekebilir. Bugün bunu konuşacağız.

 

Şarabın kaliteli olduğunu anlamak kolay iş değildir; bir hayli bilgili ve deneyimli olmayı gerektirir ama biraz teorik bilgiye sahip olmanız ve farklı şarapları deneyerek tadım hafızası oluşturmanız, yanlış veya kötü şarap seçmenizi önlemek için, çoğu zaman, yeterlidir. Damakta bıraktığı tadın ağır veya hafif oluşu, yine bu tadın damağınızda kaldığı süre, kokusu ile tadının birbirine yakın veya uzak oluşu da belli başlı kıstaslar arasındadır. İyi şarabın tadı damakta 60 saniye kadar kalır, berrak olur, temiz kokar. Şarabımızı beklettiğimizde üzüm kokusu kaybolur zaten. Bunun yerine eskime kokusu alır. Buna buke denir. Buke burunda değil genizde algılanır. İyi şarabın kokusu asla rahatsız edici değildir.

                                                                             

Kaliteli mekanlara giderseniz bir prosedürle karşılaşacaksınız. Getirirler şarabı, azcık koyarlar kadehe. Kişi de şarap test etme konusunda bir şey bilmiyor olsa bile şöyle bir sallar filan o kadehi bakar. Sonra koklar. Durur. Yeniden koklar. Sonra bir yudum alır. Damağa mı bastırıyor ne yapıyorsa artık. Sonra da "Alalım." der. Almayalım diyeni görmedim. İyi şaraptan anlamanın yolları elbet vardır. Ancak bu yolları bilenlerin sayısı fazla değildir. Ben de işin piri sayılmam ama ben de kadehimi sallarım efendim. Sonra da koklayıp tadar, ardından "Problem yok." derim. Maksat âdet yerini bulsun. Unutmayın ki garson az miktarda şarabı size tadına bakın diye değil şarabın bozuk olup olmadığını anlamanız için veriyor. Yine de “Problem yok.” demek, “Alalım.” demekten daha afilidir fikrimce. 

 

Her şarabın, yapıldığı üzüm cinsinden gelen bir karakteri vardır. Şarapla içli dışlı değilseniz, üzümden kaynaklı buruk tattan hoşlanmıyorsanız ve özel bir gün için eli ayağı düzgün bir şarap almak istiyorsanız, yüksek fiyatlar ödeyerek alacağınız şarabın kötü olmayacağını düşünebilirsiniz; ama Boğazkere üzümünü içeren ve çoğunlukla Öküzgözü ile kupajlanan şaraplardaki tanen lezzetinin fazla olmasıyla hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Floral ve damakta hafif tatlı bir şarap istersek “Riesling” seçeriz. Asidite hissetmek istersek “S. Blanc” alırız. Gövdeli, damağımızın her köşesinde iz bırakacak bir kırmızı için Şiraz kupajları, meyvemsi taze bir lezzet için sadık yârimiz Kalecik Karası'na uzanır elimiz.

 

Bir de eski yeni muhabbeti var tabii. Kırmızı şaraplarda ise renk genç iken ahududulu, eskime müddetine göre sırayla nar kırmızısı ve kiremit renginin tonlarını alır. Renge bakarak şarabın kaç yıllık olduğu söylenilebilir. Diğer yandan şarabın içinde tanen dediğimiz bir burukluk da mevcuttur. Kırmızı şarabın rengini koyulaştırmaya çalışırken tatta tanenin fazla olmaması gerekir. Bardağa konan şaraba üstten bakıldığında şarap eski ise, üst kısmındaki renkte matlaşma, kahverengileşme görülür. Yandan bakıldığında ise bu renk farkı görülmez. Bu yüzden şarabın çanağına dikine bakan gurmelerle dalga geçilir. Üstten ve yandan bakıldığında renk farkı yoksa şarap genç demektir. 

 

Şarapta berrak ve parlak bir görünüm elde etmek önemlidir. Bardağa konan şarap tortusuz, temiz ve berrak olmalıdır. Şaraplar iyi filtre edilmiş olsa bile uzun süre bekletildiklerinde içinde bazı tortular oluşur. Özellikle kırmızı şaraplarda bu daha belirgindir. Şişe sallandığında tortular; rengi bulandırmadan, yavaş yavaş dibe batıyorlarsa bunlar doğal tortulardır. Şarabı salladığımızda rengi bulanıyorsa ve berraklaşması uzun sürüyorsa o şişeyi yavaşça kenara koyun. Bozulmuştur.

 

Şarap karakteristik bir içkidir. İçtiğiniz her kadehten zevk almaya bakın. En kaliteli şarabı bulayım derken içtiklerinizden zevk almayı ihmal ederseniz, günün sonunda elinizde kalan yalnızca karın ağrısı olur.

 

♆