Ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek.

Ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek.
  • 5
    0
    0
    0
  • Şiirlerini sevenlerin ikinci yeniyi bildikleri için daha da çok sevdikleri, orijinallik ve deformasyonla Türk şiirinde kendine zirve açmış, metafizik ve yürek konusunda birçok şair geçinenden çok daha iyi olduğunu düşündüğüm şairdir Ah Muhsin Ünlü.

     

    Harflerin rejisörlüğünden, mimiklerin şairliğine geçmiştir. Bir terslik mi var yoksa bu nasıl bir mantıksızlık dediğini duyar gibiyim. O`: Ah Muhsin Ünlü`, ne harflerin ikinci tekil şahıslarını gizli özne yapmıştır ne de figüran oyuncularının dolambaçlı tümleçlerinde kahpe dolaysızdır, o "Affedersiniz kafama barettayı dayadım ve ölmek üzerelerdeyim." diyen bilinmeyen denklemin en bilinmeyen Hurufi’sidir. Kör testeredir. Son dönem şairler içinde şiir uçurumunun tüm kıyılarında vals yapmış yetenek abidesi bir seyyahtır. Türk şiirinde kendine edindiği yer galaksimizin müstesna köşelerinden biridir Trajedi üzerine, balkonda çürüyen kitaplar üzerine, nefs üzerine, acılar içinde kıvranan zamane şairleri üzerine ve de şiir üzerine bir şeyler söylüyor; samimi söylüyor. Kulak vermekte fayda var.

    Sondan başa doğru vurulduğum ve sanırım anladığım ama anlatamadığım bir şiir: “Hatırlat Da Haziran Sonlarında Çocukluğumu Yakalım”.

     

    Sen beni öpersen belki de ben Fransız olurum
    Şehre inerim bir sinema yağmura çalar
    Otomobil icad olunur, Zarifoğlu ölür
    Dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.

    -Senegalliler dahil değil

    Sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihaplanır
    Çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
    O vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
    Hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin

    -Yoksa seni rahatsız mı ettim?

    Sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
    Ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
    Elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
    Elbette gayet rasyoneldir attan atlamak

    -Freud diye bir şey yoktur.

    Sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
    Belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
    Bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
    Yani ya bu eller öpülür ya sen öldürülürsün.

    -Haydi iç de çay koyayım.

     

    Bu şiirde aşk vardır. Dehşetle harmanlanmıştır. Tehditkâr, umutlu, naif, kızgın, şefkatli bir aşk. Zarifoğlu da vardır elbet. Bu şiirde büsbütün bir acz vardır. Dizelerinde aşkı kelimelerle tanımlamasının yanında bu tanımın resmini de çizmiş şair. Tıpkı tasvirinde fotoğraf çekildikten sonra topluluğun dağılması gibi şiirde de fotoğraf çekilene kadar bir arada olan kelimeler ''fotoğraf çekildikten sonra'' dağılmıştır. İşte bu dağınıklığın en güzel tasvirlerinden biridir bu şiir.

     

    Sevgilinin sebep olduğu, ah iyi ki de sebep olduğu, 'karında kelebek' hissine çok daha huzurlu bir açıklama getirebilmiştir kendileri:

    "işte sen gülüyorsun
    ve beni daha geniş bir salona almış oluyorlar
    gözlerim dönüyor sevdadan, merkezden değil..."

     

    Kısa bir alıntıda bulduğumuz heyecan gibi: 

    "Rabbim kız okula geliyor, yaşasın cumhuriyet!"

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.