Sinematik Bir Müzik Şöleni: The Cinematic Orchestra Royal Festival Hall Konseri

Sinematik Bir Müzik Şöleni: The Cinematic Orchestra Royal Festival Hall Konseri
  • 2
    0
    0
    0
  • The Cinematic Orchestra, geçtiğimiz günlerde Southbank Centre ve Dice.fm partnerliğinde muhteşem bir konser gerçekleştirdi. Londra'da 1960 Eurovision Şarkı Yarışması'na da ev sahipliği yapmış olan Royal Festival Hall'da gerçekleşen konsere katıldığım için öncelikle çok şanslı hissediyorum.

    Kısaca tanıtmak gerekirse The Cinematic Orchestra, 1999'da Jason Swinscoe'nun hayat verdiği bir Nu Jazz grubu. Grupta turntable'da eski DJ Food üyesi PC (Patrick Carpenter), davulda Luke Flowers, saksafonda Tom Chant, piyanoda Nick Ramm, gitarda Stuart McCallum ve kontrabasta Phil France yer alıyor. Eski üyeler arasında ise  Jamie Coleman (trompet), T. Daniel Howard (davul), Federico Ughi (davul), Alex James (piyano) ve Clean Sadness (synthesizer, programlama) bulunuyor. Dolayısıyla grup geçmişte olduğu gibi şu anda da güçlü bir kadroya sahip. Bu da onları dinlemek için insanı biraz daha hevesli hale getiriyor. Ancak benim açımdan konseri bu kadar çekici hale getiren şey The Cinematic Orchestra'nın Royal Festival Hall'daki her bilet sahibine henüz yayınlanmamış dört parçalarına özel ve ücretsiz erişim sağlamalarıydı.

    Kasım 2020'de Southbank Centre için özel olarak çekilen konserde gruba 2015 yılından itibaren grupla çalan Sam Vicary ve henüz 2020'den bu yana grupla çalan Kevin Abdella, Rob Luft ve Babysol gibi isimler eşlik ediyordu. Grupla yakaladıkları harmoni inanılmazdı ve bilgisayar başından izlenen bir konser olmasına rağmen büyüleyici bir performans sergilediklerini tüm kalbimle söyleyebilirim. Ayrıca belirtmeden geçmek istemiyorum; konseri filme alan yönetmen Leander Ward, izleyicilere görsel bir şölen yaşattı, bu sebeple ben dahil olmak üzere bütün izleyiciler yalnızca işitsel değil görsel bir tatmin yaşayarak konseri seyretmiş olmalı. 5. stüdyo albümleri olan "To Believe"'den "Lessons" ile konsere başlayan grup, insan ruhunun derinliklerine işleyen bu parçalarıyla dinleyiciyi alıp sanki ordaymışçasına anın içine sürüklüyordu. Yaklaşık 10 dakika süren bu parça, enstrümantal sololarıyla konserin ilk parçası olmak için oldukça uygundu diyebilirim.

    Yeni parçaları "Sunswept" ile saksafonla yumuşak bir geçiş yaparak "Clean Air" ve "There Is Only One Of You" adlı parçalarını seslendiren grup, ilerleyen dakikalarda Babysol'un eşlik ettiği Heidi Vogel'in vokaliyle "Wait for Now/ Leave the World”ü çaldı; sanırım konserin en büyüleyici anlarından biriydi. Elektronik dokunuşlar ve zillerin kattığı romantik tınılarla kazandığı atmosferik melodiler gerçekten şarkının anlamına uygundu, nitekim dünyadaymış gibi hissettirmeyen anlardı. 

    1999'da Motion adlı albümlerinde yayınlanan ve grubun en sevilen şarkılarından olan "Channel 1 Suite"; poliritmleri ve yatıştırıcı vokaliyle setlist'te olması gereken parçalardandı. Siyah beyaz, duraksayan ve buna rağmen akışı yakalayan görüntülerle Channel 1 Suite dinlemek güzel bir deneyimdi. 


    Konser genel olarak düşük bir tempoya sahip olduğu için sıradaki parçanın The Cinematic Orchestra denince birçoğumuzun aklına gelen ilk şarkı olan "To Build A Home" olacağını düşünmüştüm. Ancak bir sonraki parça, konserin temposunu arttıran “Flite", Dominic Marshall'ın sihirli parmaklarıyla hayat buldu ve konserin o ana kadar yarattığı romantik ve ruhani havayı değiştirdi. 

    Finalde "All That You Give" çok sakin başladı ancak Tom Chant'ın nefesiyle alevlendirdiği saksafon ve Heidi Vogel'in güçlü vokaliyle hareketlenen parça konser için güzel bir nokta oldu. 

    Konserin ardından Royal Festival Hall'da bu konser için bileti olan herkese özel erişim sağlanan henüz yayınlanmamış 4 parça ise Simulacrum, Nexus, The Death Of An Artist ve The King's Magician. Sizlerle paylaşmayı çok istesem de şimdilik favorimin "The Death Of An Artist" olduğunu söylemekle yetineceğim. Konser hakkında son olarak belirtmek istediğim şey filmin aydınlatma yönetmeni Joel Stanners'ın harikulade bir iş çıkardığı, Ward'ın ise bunu izleyicilere yansıtırken yaptığı yumuşak geçişlerin çok başarılı olduğu. Umarım en kısa zamanda sevdiğimiz sanatçıları boş salonlarda ekran başında izlemek yerine o salonların içerisinde oluruz. Nitekim o günler geldiğinde canlı dinlemek istediğim gruplardan biri olarak şimdilik The Cinematic Orchestra'nın Southbank Centre konseriyle yetinmeye devam edeceğim.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.