Sabahattin Ali - Kuyucaklı Yusuf Romanı Özeti Ve İncelemesi

Sabahattin Ali - Kuyucaklı Yusuf Romanı Özeti Ve İncelemesi
  • 10
    0
    8
    5
  • Sabahattin Ali, Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında gerçekçi edebiyat akımının öncüsü olmuştur.1931 yılında Aydın'da cezaevinde yatarken tanıştığı Yusuf'un hayatından ve yaşadıklarından yola çıkarak 1937'de "Kuyucaklı Yusuf" romanını yazmıştır. Gerçekçi Türk romanının en özgün örneklerinden biri olan eser yazarın ilk romanı ve Türk edebiyatının en önemli örneklerindendir. Aydın'ın Kuyucak ilçesinde 9 yaşındaki Yusuf'un annesi ve babasının eşkıyalar tarafından gözleri önünde öldürülmesi; olayı soruşturmaya giden Nazilli Kaymakamı Salahattin Bey'in Yusuf'u evlatlık alıp eve götürmesiyle başlar. Salahattin Bey kendisinden on beş yaş küçük olan Şahinde Hanım ile evlidir. Muazzez adında bir çocuğu vardır. Aralarındaki yaş farkı sebebiyle fikir ve mizaç uyuşmazlıkları yaşadıkları yetmiyormuş gibi ilişkileri de pek iyi gitmemektedir. Salahattin Bey'in Yusuf'u evlat edinmesi ve eve getirmesi ise her şeyi çığırından çıkartır. Şahinde Hanım, Yusuf'u asla benimsemez. Yusuf ve Muazzez, eşler arasındaki tartışmalar ve huzursuzluklar arasında büyürler. Yusuf'un eve gelişinden bir yıl sonra Salahattin Bey, Nazilli'den Edremit'e atanır. Huzursuzluklara ve tartışmalara rağmen Yusuf, Edremit'te mutlu bir çocukluk geçirir. Salahattin Bey, Yusuf’u okula gönderir. Kızı Muazzez'den ayırt etmez fakat Yusuf her zaman o yetimlik ve daha acı olan evlatlık duygusunu unutamaz. Acı olan Yusuf'a göre yetim kalmanın yanı sıra evlatlık olmaktır. Bunun sebebini, özgürlüğünün kısıtlanması ve yaşamının denetlenmesi olarak görür. Yusuf baskıdan uzak olmak, dilediğini yapmak ve özgür olmak ister fakat bağımlı olmaya ve baskı altında yaşamaya göz yumar. Sabahattin Ali, Yusuf üzerinden halka “Özgürlükçü Düşünceye” dair bir mesaj verir fakat farklı iktidar ilişkileriyle karşı karşıya gelir. On dokuz yaşına gelen Yusuf, bir bayram günü, fabrikatör, Hilmi Bey’in oğlu Şakir’in Muazzez’e sataşması üzerine Şakir ile kavga eder. Bu olaydan sonra kasabanın en zengin insanı olan ve bu sebepten ötürü gücü elinde bulunduran Hilmi Bey’i karşısına almış olur. Şakir bu olaydan önce Kübra adındaki kıza tecavüz etmiştir. Şakir, bu olayı babası ve Hacı Ethem Bey’in tertibi ile Yusuf’un üstüne atmaya çalışmış ancak Kübra ve annesinin olayları anlatması sonucunda başarısız olmuştur. Kübra ve annesi Yusuf tarafından korunur ve kaymakamın zeytinliğinde çalışmaya başlarlar. Şakir’in Yusuf’a olan kinini artıran bu olay sonucunda bu ikilinin mücadelesi daha yeni başlayacaktır. Yusuf’un haklının yanında olup haksızın karşısında durduğu tavır ise baskılara dayanamamasından kaynaklanır. Kendi özgürlüğü bir noktada kısıtlanmıştır yine de haksızlığa uğrayan diğer insanların yanında olmaya çalışır. Şakir, Yusuf ile kavgasından sonra Muazzez’le evlenmek ister. Fabrikatör Hilmi Bey, kaymakamı ikna edebilmek için bir plan yapar. Salahattin Bey’i hileli bir kumar oyununa davet eder ve borçlanmasını sağlar. İmzalattığı senetler sayesinde Muazzez’i Şakir’e ister. Şahinde Hanım bu duruma sevinir, sebebi ise ortadır. Hilmi Bey’in mal varlığı yaşanan kötü olayları unutturacak kadar fazladır. Salahattin Bey ise bu olaya razı değildir. Yusuf ve Kübra arasında yaşananlar ise gariptir. Kitabın bu kısmında Yusuf ile Kübra arasında çözülemeyen bir gizem vardır. Aralarında yaşanan bana göre doğru kişi fakat yanlış zaman düşüncesidir. Tüm bunlar yaşanırken Salahattin Bey, Şakir’in Kübra’ya tecavüz ettiğini öğrenir ve borcunu ödemenin yollarını arar. Bu çaresizliğin farkında olan Yusuf, esnaf arkadaşı Ali’den para alır; bu şekilde borç kapanacaktır. Fakat artık işler Yusuf için zorlaşmaya başlar. Yusuf bu borcun karşılığında Muazzez’i Ali ile evlendirmeyi düşünür. Muazzez ise içten içe Yusuf’u sevdiği için bu evliliğe yanaşmaz. Muazzez’in düşündüğü şey ise Kübra ile Yusuf arasında yaşanan olaylardır. Yusuf, Ali’ye Muazzez’in onunla evlenmek istemediğini bir türlü söyleyemez ve zeytinliğe kapanır. Evlilik hazırlıklarına başlayan Ali’yi bir arkadaşlarının düğününde Şakir, bütün kasabanın gözü önünde öldürür. Fakat her dönemde olduğu gibi güçlüden-zenginden- yana olan kasaba halkı bu cinayetin üstünü kapatır. Ne yazıktır ki zengin olmanın sağladığı imkanlar vardır gücü elinde bulundurmak, son sözü söylemek ve hatta gözle görülen bariz durumları unutturmak gibi. Ali’nin ölümü üzerine, Şahinde Hanım sayesinde Şakir’in Muazzez ile evlenme isteği yeniden canlanır. Bu olaylar yaşanırken Muazzez ve Yusuf arasında olanları anlayan Kübra dayanamaz ve annesi ile evi terk eder. Şahinde Hanım’ın planlarını anlayan Yusuf özgürce isteyemediği Muazzez’i kaçırıp evlenirler. İçten içe o evlatlık duygusunu içinde barındıran Yusuf sevdiği insanı bile özgürce isteyememiştir. Yusuf olayların akışıyla Muazzez’i kaçırınca Salahattin Bey evlenmelerine razı olur. Yusuf tahribat kâtibi olarak kaymakamlıkta işe girer. Bu olay yaşandıktan sonra Yusuf’un anlaması gereken bir durum vardır; ne olursa olsun hayatının geri kalanında başkalarının gücünü üstünde hissedecek, bağımlı olduğunu anlayacaktır. Kısa süre sonra kalbinden rahatsızlanan Salahattin Bey vefat eder. Her şeye rağmen Yusuf ve Muazzez birbirine kenetlenmiş zorlukların üstesinden gelmeye çalışır. Fakat yeni atanan Kaymakam İzzet Bey, Hilmi Bey’in ve Şakir’in kuklası gibidir. Onların isteği üzerine Yusuf’u masa başı işten alıp süvari tahsildarı yaparlar. O köy köy gezerken, Muazzez annesinin ısrarları ve paranın cazibesi sonucu bürokratların evlerindeki içki alemlerine katılır; alkole alışır. Hatta kendi evlerinde içki alemleri düzenler. Durumdan şüphelenen Yusuf, bir gece habersiz çıkıp gelir. Gördüğü durum karşısında çılgına dönerek, her yana gelişigüzel ateş eder. Muazzez’i alır ve oradan ayrılır. Yusuf’un sinirden gözü dönmüş biraz ilerledikten sonra önünde uzanan hiç kımıldamayan bu vücuda bakıyor, dokunmaya korkuyordu. Sevdiği insanı kazdığı çukura yerleştirdikten sonra hayvanına atladı ve bir kere geriye dönüp baktı. Edremit’te başlarda güzel günler geçiren Yusuf böyle kötü biteceğini tahmin bile edemezdi. “İçindeki bütün yıkıntılara, bütün kederlere rağmen başını yere eğmek istemiyordu. Matemini ortaya vurmadan tek başına yüklenecek ve yeni bir hayata doğru yürüyecekti.” Ölümle başlayan bu roman gariptir ki yine ölümle bitmiştir. Ölüm ağırlıklı olan bu sonun sebebi ise biten yaşamlar olmasına rağmen mücadeleyi bırakmamayı öğretmelidir. Bize ölümün sebebini gösteren ileti, Muazzez’in ölüsüdür. Suçluyu o işaret eder. Asıl suçlu ekonomik, toplumsal, siyasal gücü elinde bulunduran egemenlik sağlamış kişilerdir. Kübra karakteri ise yaşayamayacaklarımızı göstermiştir. Yusuf artık özgürdür tabii bu yaşanılan acılardan sonra özgürlük hala umurunda ise…

       

                                                                                                         


    Yorumlar (8)
    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.