Türkçe Rock'ın Ankara'dan Yükselen Sesi İnsan Mıyız ile Röportaj

Türkçe Rock'ın Ankara'dan Yükselen Sesi İnsan Mıyız ile Röportaj
  • 7
    0
    0
    2
  • Ankara, uzun yıllardan beri hepimizin severek dinlediği ve hayranı olduğu birçok grubun kuruluşuna şahit olan bir şehir. maNga, Seksendört, Son Feci Bisiklet, Sakin, Pilli Bebek ve hatta daha eskiye gidersek Yeni Türkü gibi grupların hepsinin temelleri Ankara'da atıldı. Türkçe rock müzikte yeri ayrı olan bu şehirde hala daha başarılı gruplar kurulmaya devam ediyor ve gelenek sürüyor. İnsan Mıyız da, şehri fazlasıyla renkli hale getiren bu geleneği sürdürmeye kararlı olan gruplardan biri. Genç müzisyenler Ergin Katı, Ahmet Koçak, İsmail Öncü Çelik ve Safa Yıldırım'ın kurduğu bu grubun hikayesini bir de onlardan dinleyelim istedik. Keyifli okumalar! 1. Öncelikle sizi tanımayanlar ve ilk defa dinleyecekler için; grubunuz nasıl kuruldu? Grup isminizin bir hikayesi var mı?  Ergin: Birbirimizi bulmamız aynı yerde oturuyor olmamız ve ortak arkadaşlarımız sayesinde oldu. İşin içinde güzel tesadüfler zinciri vardı. Önce birbirimizi sonra kendimizi bulduk. Hepimizin tek istediği müzik yapmaktı. Grubun kendi içinde de bir çok değişiklik de oldu. Ben gitar çalarken bir anda vokalde buldum kendimi. Safa bas gitar çalıyorken davula oturdu. Yani grup ilk kurulduğunda bu halimizden çok daha farklıydık.  Grubun isminin hikayesinden çok bir fikri var. Bizim çıkış noktamız her zaman insan oldu. İnsan hem yapan hem bozan hem seven hem kıran, çelişkilerle dolu, kalıplara ve tanımlara sığmayan bir varlıktır. Biz müziğimiz ile insana dokunmak, insanı anlamak, insana kendisini anlatmak istiyoruz. Fakat önce şu soruya cevap vermek gerekiyor; insan mıyız?  2. Bildiğimiz kadarıyla hepiniz üniversite öğrencisisiniz. Müzikle alakalı bölümler mi okuyorsunuz yoksa sizin için sadece hobi mi?  Ahmet: Müzik benim için hobi olarak başlamıştı. Ancak, lise yıllarında bu alanın daha çok içinde olmak istediğime karar verdim ve üniversitede müzik ile alakalı bir bölüm okumaya karar verdim. Şu an Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde okuyorum.  Ergin: 1 sene daha hazırlanıp müzik okumaya karar verdim, şu anda hazırlanıyorum.  Safa: Ben küçük yaşlarımdan beri müziğin içinde büyüdüm bu durum hobi olmaktan çıkarıyor müziği haliyle benim için. Tanıştığım ilk şeydi diyebilirim. Eğitimimi de bu yönde belirledim. Ben de Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde okuyorum.  Öncü: Müzik benim için bir hobi değil ama eğitim tercihimi müzik dışında değerlendiriyorum.  3. Müzik tarzınızda, yaptığınız şarkılarda ve sözlerde 2000’ler başında yapılan Türkçe rock müziğin esintileri oldukça hissediliyor. Siz kimleri örnek alıyorsunuz?  Ergin: İlk başladığımız zamanlarda Türkçe rock ile bizleri Duman, mor ve ötesi, Athena gibi gruplar tanıştırdı. Yeni olduğumuz için de mutlaka esinlendik ve onları kendimize idol olarak aldık. Bu yüzden hepsinden azar azar aldık kulağımıza.  Safa: Ben bu sorunun cevabına birini söyleyeceğim, aynı soruyu o kişiye sorarsanız o da bambaşka müziği olan bir başkasını söyleyecek. Bu içinden çıkılmaz bir esinti okyanusu. Bundan dolayı tarz fark etmeksizin duyduğum herhangi bir şeyden nem kapıyorum diyebilirim.  Öncü: Biz tabi ki bir çok sanatçının yaptığı işleri ve bakış açılarını inceliyoruz ama iş üretmeye geldiği zaman olabildiğince kendi tavrımızı yaratma çabasındayız.  Ahmet: Şahsen 2000'ler Türk rock sanatçılarından ziyade global sanatçılardan daha çok esinlendiğimi düşünüyorum. Ancak yıllarca oluşan kulak dolgunluğu sebebiyle eserlerimizde bir Türkçe rock esintisi oluyor elbette.  4. Şarkı yazım sürecinden bahsedelim biraz da. Grubun en üretkeni kim? Şarkıları hep birlikte mi yazıyorsunuz? Bir şarkıyı dinleyiciye sürmenizin kıstasları neler ve nasıl karar veriyorsunuz?  Ergin: Genellikle sözleri ben yazıyorum. Beste konusunda herkesin bir fikri oluyor. Aranjeleri beraber yapıyoruz. Yani herkesin her zaman katkısı var.  Ahmet: Hepimizin üretim süreci çok farklı aslında. Bestelerin çoğunun sözlerini Ergin yazıyor. Safa ve Öncü ise melodi üretiminde baya öndeler. Ben ise yazdığım parçaların iskeletini kendim yapmayı seviyorum.  Öncü: Ana fikir oluştuğu zaman hep beraber değerlendirmeye başlıyoruz ve herkes kendinden bir şey koyuyor ve son haline getiriyoruz.  Safa: Genellikle melodi üstünde çalışıyorum ve aynı zamanda ana grup enstrümanları dışındaki ögeleri (yaylılar, synthesizer vs.) altyapıya işliyorum. 5. Daha önce çıkardığınız 4 teklinin arkasından, Mart ayında ilk stüdyo albümünüzü dinleyicilerle paylaştınız. Albümün hazırlanma süreci nasıldı?  Ahmet: Albüm süreci bizim için büyük bir deneyim oldu açıkçası. Çok uzun bir süreçti bitmek bilmedi diyebiliriz. Çok daha erken yayınlamak istediğimiz bir albümdü ancak belli başlı problemler yüzünden istediğimiz tarihin çok çok ötesinde yayınlanabildi. Bu süreç bize geleceğimizde atacağımız adımları görmemizde çok yardımcı oldu diyebilirim.  Ergin: Albümün hazırlık süreci bireysel olarak çok uzun sürmedi fakat kayıttan sonraki süreç biraz uzadı. Onun dışında rahattı ve farklı deneyimdi diyebilirim.  Safa: Albüm konusunda biraz aceleci davrandığımızı söyleyebilirim. Henüz 2 tekli çıkarmışken albüm sürecine girdik ve kayıt deneyimimiz çok yeterli değildi. Bundan dolayı yaşadığımız zorluklar ve detaylı değerlendirmeler de dahil hatalarımız da oldu. Bunları öğrendikçe, geliştikçe fark ediyoruz.  Öncü: Albüm hazırlık süreci yaklaşık 1 sene sürdü ve hepimiz bu süreçte çok şey öğrendik. Hatalarımızla, yanlışlarımızla yüzleştik. Bu bağlamda keyifli bir tecrübe oldu.  6. Albümünüzün adı “Şimdilik”. Bu isim bizi ilerde bekleyen başka projeler olduğu ipucunu mu veriyor? Halihazırda üstünde çalıştığınız başka projeleriniz var mı?  Safa: Evet üzerinde çalıştığımız projelerimiz var. Farklılıkların bariz ayırt edilebileceği, yaptığımız türden çok da uzak olmayan yeni projeler üzerinde çalışıyoruz. Albümden bu yana geçirdiğimiz ve devam etmekte olan bir AR-GE sürecindeyiz.  Ahmet: Şimdilik albümünde dinlediğiniz şarkılar aslında bizim o an ki deneyimlerimiz ile ortaya koydugumuz şeylerdi. Çocukluk dönemi olarak adlandırıyoruz biz. Önceden bahsettiğimiz gibi albüm süreci uzayınca biz o sırada gelişmeye devam ettik. O sebeple albümün isminin “Şimdilik” olması ilerde daha farklı şeyler olacağının ipucunu veriyor aslında. 7. Türkiye’de son zamanlarda kendi imkanlarıyla müzik yapmaya çalışan çok fazla müzisyen var ama siz onlara göre biraz daha şanslısınız sanırım. Stüdyo şartlarında ve prodüksiyon eşliğinde çalışmanın sizin için müzik piyasasında avantajları neler oldu?  Safa: Aslında grup kurulma sürecinde daha çok cover parçalardan ziyade kendi bestelerimizi kaydedip paylaşma isteğimiz vardı. Bu yüzden stüdyo araştırması yaptık, bakalım dedik bu işler nasıl oluyor. Araştırınca gördük, maliyetli bir işti. İlk teklimiz Gül'ü kaydedebilmek için bir mekanda 1 yaz boyunca düzenli program yaparak para biriktirdik ve imkan yarattık. Stüdyo şartlarında ve prodüksiyon eşliğinde çalışmanın benim için en büyük avantajı işi mutfağında tecrübe etmek oldu.  Ahmet: Ankara'da olmamızın bizi çok iyi etkilediğini düşünüyorum. Bizim gibi bir grup için Ankara çok ideal bir şehir. Gelecekte bir gün elbet İstanbul'da olacağız. Ancak bu güne kadar olan süreçte Ankara'nın müzik altyapısı ve kültürü bizi çok destekledi.  Ergin: Stüdyo ortamı içerisinde her zaman bir sinerji vardır. Bu da üretkenlik noktasında olumlu etkiliyor bizi. Her an fikir alabileceğiniz, danışabileceğiniz tecrübeli insanlarla çalışma şansınız oluyor. Bundan ötürü aranjeleri stüdyo ortamında yapmak daha etkili oluyor.  Öncü: Çoğu teknik ekipmanı stüdyo aracılığıyla tecrübe etme şansımız oldu. Benim için en etkili tarafı bu oldu diyebilirim.    8. Takip ettiğimiz kadarıyla birçok konsere çıkmışsınız özellikle festivallerde. Az tanınan bir grup olmanın bu tür etkinliklerde özellikle 'backstage' dediğimiz arka planda dezavantajlarını yaşadınız mı?  Ergin: Bazı konserlerde ve festivallerde sahnenin konumu, yapılan eksik reklamdan kaynaklı seyirci sıkıntısı ve headline olarak çıkacak sanatçıdan kaynaklı sahnemize müdahale gibi yaşadığımız sorunlar oldu.  Ahmet: Bir festivalde veya konserde en az tanınan grup olmak birçok açıdan kötü bence. Bize verilen sözlerin tutulmaması, ciddiye alınmamak ve yeterli değeri görememek bizi kötü etkilemişti. Ancak bunlar yıllardır görülen şeyler. Piyasanın gazabı arka planda da görülebiliyor birçok yeni grup için.  9. Müzik endüstrisi içinde değiştirebileceğiniz bir şey olsaydı, bu ne olurdu?  Ahmet: Benim değiştirmek istediğim şey network algoritmaları olurdu sanırım. Aktif olan algoritma, tanınan insanları daha çok öne çıkarmaya çalışan bir yapıya sahip. Bu durum bir müzik dinleme programı için verimli gibi görünse de yeni sanatçıların kitlelere ulaşmasını engelleyen bir durum. Umarız müzik ile alakalı tüm kurumlar Listenary gibi rotalarını yeni gruplara da çevirir. Teşekkürler Listenary :) Safa: Müzik endüstrisinde sözü geçen bazı sanatçıların, menajerlerin, organizatörlerin ve yapımcıların ego ve kin gibi bazı ruh hallerine bürünüp yarını düşünmeksizin hareket etmelerini ve tutarlı olmayan tavırlarını değiştirmek isterdim.  Öncü: Kıskançlık olmasın isterdim ve yardımlaşmayı insanlara aşılamayı isterdim. Biz en çok bu ayağa konan taşlardan çektik sanırım. :)  Ergin: Bir örnek vererek cevaplamak istiyorum; aylarca sahne üzerindeki şovlardan kullanılacak ekipmanlara, hatta giyeceğimiz kostüme kadar maliyetli bir şekilde hazırlandığımız büyük bir konserimiz olacaktı. Ne yazık ki bu kadar emek, harcanan para ve zaman göz ardı edilerek sahne gününden sadece 4 gün önce iptal edildiğini bildirdiler. Gerekçe ise ana grubun bizi istememesi oldu. Ön grup algısı ilkokul müsameresinden ibaret. Ben bunu değiştirmek isterdim. 10. Son dönemlerde yaşadıklarımız yüzünden çoğu insan uzun vadeli plan yapamıyor ama bundan sonraki süreçte müzik kariyerinizde hedefleriniz ne?  Ahmet: Bu dönem müzik sektörünü baya etkiledi. İptal olan konserlerimiz oldu. Ancak her şey daha güzel olunca birçok planımız var. İnsanlarla tekrar bir araya gelmek için sabırsızlanıyoruz.  Safa: Bu beklenmedik gelişmeler, iptal olan konserler gibi şeyler moralimizi biraz düşürse de bu süreci olabildiğince üretken geçirmeye çabalıyoruz. Hayatımız normale döndüğü vakit dinleyicilerimizi yeni projelerimiz ile buluşturmak umudu ile beklemekteyiz.  11. Son olarak, takipçilerimiz için son dönemde sıkça dinlediğiniz bir Türkçe bir de yabancı şarkı önerisi yapar mısınız? Ergin: Türkçe olarak çok sevdiğim Batu Akdeniz'in “Artık Bi’ Manyağın Var” adlı şarkısı, yabancı ise Unlike Pluto ve Joanna Jones’ın “No Scrubs” şarkısını önerebilirim.  Ahmet: Türk olarak sanırım Dolu Kadehi Ters Tut önerim olabilir. Şu an da baya iyi bir noktadalar ancak daha iyi yerleri hak ettiklerini düşünüyorum. Yabancı olarak ise Foals adlı grubu önerebilirim. Yurt dışında gördükleri ilgi büyük ancak Türkiye dinleyicisi pek bilmiyor. Gayet iyiler.  Safa: Bu aralar çoğu kişinin Model grubundan tanıdığı Can Temiz’in “Hayvan Yaralı” parçası sıkça dinlediğim Türkçe parça diyebilirim. Çok farklı bir tarzda içerik yapmasına bayıldım. Yabancı olarak da Deftones grubunun “Digital Bath” parçası diyebilirim. Bu tür herkese hitap etmese de hikayesi parçayı anlamlı ve etkileyici kılıyor.  Öncü: Türk isimlerden Gökhan Türkmen’in “Aşktır” parçasını severek dinliyorum. Yabancı olarak Daft Punk “Around the World” parçasını çok sık dinliyorum. Epik bas partisyonu olan parçalardan en sevdiğim diyebilirim.   İnsan Mıyız grubunu sosyal medyadan takip etmek isterseniz; Instagram Spotify

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.