Kitap Önerisi: Gergedanlar

Kitap Önerisi: Gergedanlar
  • 1
    0
    0
    0
  • Eugene Ionesco’nun 1959’da yayımladığı, üç perdeden oluşan Gergedanlar oyununda bir trajedi okuyoruz. Modern kent insanının tekdüzeleşmesi “gergedan” motifiyle çıkıyor karşımıza. Edip Cansever’in “Çağırılmayan Yakup” eserinde bir metafor olan “kurbağalar” ile benzerlik gösteren bu oyunda ikisinin de bu hayvanları seçmelerinin sebebini ise her iki hayvan türünün de sürü halinde yaşamaları olarak düşünebiliriz. Gergedanlar oyununun başkişisi Berenger, modern yaşama uyum sağlayamayan ve varoluş sıkıntısı hisseden bir kişi. Onun kalabalığın dışında kalması, kendini bir türlü kalabalığın içine katamaması daha ilk perdede karşımıza çıkıyor. Berenger’nin düzene, kurallara ve yaşama uyum sağlayamaması arkadaşı Jean ile yaptıkları diyaloglarda oldukça açık şekilde ortaya konuyor. Düzensiz, darmadağınık ve plansız olan Berenger’ye karşı Jean, Berenger’nin tam tersi olarak düzenli, planlı ve kuralcıdır. Yaşamdaki bu düzenlilik, uyum ve kısır döngü ona “saçma” gelmektedir. [caption id="attachment_27451" align="aligncenter" width="195"] Eugene Ionesco[/caption] Oyunun sonlarında herkesin gergedanlaşması sebebiyle iyice bunalıma düşen ve kendisini bundan sorumlu hisseden Berenger’nin bu durumunu iş arkadaşı Dudard, “Kendinizi dünyanın merkezi sanıyorsunuz, olan biten her şeyin özellikle sizi ilgilendirdiğini sanıyorsunuz! Evrensel hedef noktası değilsiniz!” diyerek eleştirir. Berenger benliğini, özünü yeniden kazanmak için devamlı çabalar ama çabaları bir sonuç getirmez. Berenger, parçalanmış benliğinden kurtulmak ve tamamlanmak için Jean’ın verdiği öğütleri yapmaya karar verir. Bir gergedana dönüşme korkusu ile evinden dışarı çıkmayan Berenger, oyunun sonunda benliğini yeniden oluşturmak ve bunalımından kurtulmak için son çare olarak kurtuluşu Daisy’de, yani aşkta görür. Oyunun sonunda “gergedan” gerçeği ile baş başa kalan Berenger evindeki aynada kendisi ile yüzleşir. Bir yandan gergedan olmak sonuna kadar direneceğini kendisine söylerken bir yandan da gergedanları ikna edebilmek için çözüm yolu arar. Bu çıkmaz içerisinde benliğini iyice yitirme tehlikesine düşer. “Gergedan olamamak” onun için büyük bir kusurdur. Artık normal olan gergedanlaşmaktır. Modernleşme ve II.Dünya Savaşı’nın getirdiği sıkıntı ve bunalımların sonucunda gelişen varoluşçuluk düşüncesi etkisinde kaleme alınmış Gergedanlar oyunu, modern kent yaşantısı içerisindeki bireyin buhranlarına ve bu yaşantının tektipleştirdiği çağ insanına bütün görünümleriyle ayna tutar.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.