Hellenistik Çağ'ın Sembolü: Büyük İskender

Hellenistik Çağ'ın Sembolü: Büyük İskender
  • 2
    0
    0
    0
  • Büyük İskender (III.Aleksandros), II. Philippos ile Olympias’ın oğlu olarak M.Ö 356’da Makedonya‘nın Pella şehrinde dünyaya geldi, M.Ö 323’te Babil Sarayı’nda vefat etti. Bu kısa yaşamına sayısız başarı kazandıran Büyük İskender’i gelin daha yakından tanıyalım. Büyük İskender 14 yaşına kadar hem askeri hem de akademik eğitimler aldı. Sefere çıkan babasının yanında belli bir orduyu komuta ediyor, gelecekte olacağı Büyük İskender'in sanki bir fragmanını daha küçük yaşta gösteriyordu. Bu askeri tecrübenin yanında başkent Pella yakınındaki Mieaza'da Aristoteles'ten felsefe ve siyaset bilimi dersleri alıyordu. Aldığı bu derslerin ışığında idolü olarak Aşil'i (Akhilleus) görüyordu ve Hellen edebiyatına oldukça hakimdi. Hatta bazı kaynaklara göre Euripides'in dramalarını ezbere bilirdi. Hayatının neredeyse tamamında hatta büyük savaşlarına giderken bile Homeros'un destanlarını yanından ayırmaz gece yatarken de yastığının altında tutardı. Doğu Seferi Babası II. Philippos'un verdiği davette öldürülmesiyle İskender, M.Ö 336'da henüz 20 yaşındayken genç bir delikanlı olarak Makedonya tahtına geçti. Tahta geçer geçmez ilk işi babasının intikamını almak olurken, Yunanistan'da taş üstünde taş bırakmadı. En sonunda Atina ve Thebai'yi ele geçirerek bütün düşüncesini tek bir noktaya, Perslere çevirdi. Tahtı aldıktan sadece 2 yıl sonra ordusu Doğu Seferi'ne çıkmaya hazırdı. M.Ö 334'te Büyük İskender, Çanakkale Boğazı'ndan Anadolu'ya geçerek Doğu Seferi'ne başladı. İskender'in asıl amacı babasının da planladığı gibi Batı Anadolu'da bulunan Hellen nüfuzunu Pers hegomanyasından kurtarıp daha sonrasında Pers İmparatorluğu'nu ele geçirmekti. Bu doğrultuda Perslerle ilk karşılaşma Granikos (Biga Çayı) yakınlarında oldu. İskender'in ordusu yaklaşık 18.000 kişiden oluşuyordu. Persler ise 40.000'e yakın askerleriyle meydandaydı. İskender'in uyguladığı askeri strateji sonucu Persler kesin yenilgiye uğradı ve bu zaferle İskender için Anadolu'nun kapısı açılmış oldu. Doğu'ya doğru ilerlerken yol üstünde bulunan kentleri himayesi altına aldı. Bu kentlerden bazıları kendi teslim oldu (Lydia) bazıları savaştı ama güçleri İskender'e yetmedi. Anadolu üzerinden İran'a varan İskender; M.Ö 333'te Issos'ta, M.Ö 331'de Guagamela'da Perslerle iki kez daha karşılaştı ve her iki savaşı da kesin zaferle kazanarak Pers Devleti'ne son verdi. Bu zaferle birlikte önce Hindikuş Dağları'na oradan Hindistan'a geçti. Mısır topraklarına da vararak orada İskenderiye kentini kurdu. Büyük İskender M.Ö 323'te henüz 33 yaşındayken Babil'de vefat etti. İskender'in imparatorluğun başına varis bırakmaması sonucu komutanları taht kavgasına tutuştu ve koskocaman imparatorluk bir kaç yıl içinde dağılarak yok oldu. Büyük İskender ve İmparatorluğu Hellenistik Çağ'ın başlangıcı İskender'le olmuştur. İskender'in Doğu seferine çıktığı M.Ö 334 yılı ile son Hellenistik krallık olan Ptolemaiosların Roma tarafından ortadan kaldırıldığı M.Ö 30 yılı arasındaki dönem Hellenistik Çağ olarak adlandırılır. İskender'in 13 yılda bu denli geniş bir coğrafyaya savaş kaybetmeden ulaşması o dönem için bile imkansız gibiydi. Fakat tam bir strateji uzmanı olan İskender, savaşlarda Sarissa adını taşıyan uzun mızraklı (5m. den fazla) Hoplit denen askerlerden oluşan Phalanks sistemini kullanıyordu. Hızlı, çevik ve hareket eşiği yüksek olan bu askeri birlik, hantal ve ağır Pers güçleri karşısında rahatça zafere ulaşabiliyordu. Büyük İskender, Makedonya'dan Hindistan'a kadar uzanan seferlerinde Bukefalos adını verdiği efsane savaş atı ile savaşmıştır. Bukafelos'un Kuzey Hindistan'daki bir savaşta ölmesiyle İskender canı kadar sevdiği atı için o dönem inanılmaz bir cenaze töreni düzenlemiştir. İskender, büyük imparatorluğunun başkenti olarak Babil'i seçmişti. Askeri ve sivil yönetimi birbirinden ayıran İskender, yönetim şekli olarak satraplığı benimsemişti. Bir tür yerel yönetim örgütü olan satraplık ile koca imparatorluğu denetlemek ve himaye altında tutmak daha kolaydı. İmparatorluğunda tek bir para sistemini kabul eden İskender, bastırdığı sikkelerin ön yüzünde Herakles'in başını, arka yüzde ise tahtta oturan Zeus tasvirini kullanmıştı. İskender ele geçirdiği kentlere, devletlere beraberinde bilim insanları da götürürdü. Bilim insanlarından, fethettiği topraklardaki hayvanları ve bitkileri incelemelerini isterdi. Coğrafi araştırma yapma olanağı sağlayarak bilimsel çalışmaları desteklemiştir.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.