Hakiki Tosun Paşa Benim!

Hakiki Tosun Paşa Benim!
  • 2
    0
    0
    0
  • Türk sinema tarihinin en lezzetli, en samimi ve en kaliteli filmlerinden birisidir Tosun Paşa. Kemal Sunal, Şener Şen, Adile Naşit, Müjde Ar ve Ayşen Gruda gibi usta oyuncuları kadrosunda bulundurması sebebiyle de her zaman için bir başyapıt olarak kabul edilir. Biz ise bu yazımızda hem Nazım Hikmet’in öyküsünden uyarlanıp film olan Tosun Paşa’yı hem de bu karaktere ilham veren gerçek Tosun Paşa’yı anlatacağız sizlere. Keyifli okumalar dileriz.

    Öncelikle filmden başlayalım… 1977 yılında vizyona giren Tosun Paşa’nın yönetmeni Kartal Tibet, senaristi Yavuz Turgul’dur. Osmanlı döneminde geçen hikâyenin ana konusunu oluşturan Seferoğulları ve Tellioğulları, birbirine büyük bir düşmanlık besleyen iki aile olarak çıkarlar karşımıza. Yeryüzünün cenneti gibi kabul edilen Yeşil Vadi’nin yanı sıra, Defterdar Daver Bey’in kız Leyla’yı (Müjde Ar) da kendi oğulları ile evlendirmek isterler. Fakat Leyla’nın tercihi Seferoğulları’ndan yana olunca büyük bir hayal kırıklığı yaşar Tellioğulları. Ama Lütfü (Şener Şen) pes etmeyerek son derece tehlikeli bir plan yapar. Daver Bey’in en çok çekindiği kişi olan Tosun Paşa’yı kullanmaya karar verir. Lütfü’nün onunla birebir tanışıklığı bulunmadığı için herhangi birini Tosun Paşa olarak tanıtması gerekmektedir. Bu nedenle de en uygun aday, evin kahyası rolünde izlediğimiz Şaban’dır (Kemal Sunal).

    Filmin bu noktadan sonrası kahkahalar eşliğinde devam ediyor. Her zaman komik rollerde seyretmeye alışkın olduğumuz Kemal Sunal, pek tabii ki burada da yanıltmıyor bizleri. Hem üzerine giydiği paşa kıyafeti hem de durmaksızın kırdığı potlarla birlikte tam anlamıyla mizaha doyuruyor. Özellikle yemek sahnesinde yaptığı, daha doğrusu yapamadığı konuşma muazzam…

    Saf bir karaktere sahip olduğu için politik cevaplar vermeyi beceremiyor. Yalan söylemekte zorlanması sebebiyle de sık sık gerçek kimliğini açık edebileceği hissine kapılıyoruz. Ayrıca bir zamanlar evin içinde onu ezmeye çalışan herkese had bildirdiği sahne de ciddi manada izlenmeye değer. İntikam alırken bile komik olmayı başarıyor kendisi.

    Kemal Sunal ve Şener Şen’in birlikte oynadığı her sahne adeta lezzetli bir yemek gibi. Tadına doyamıyoruz. Özellikle Lütfü’nün Şaban’ı Tosun Paşa’lığa hazırladığı bölüm ile kavga sahnesinin gerçekleştiği bölüme ayrı bir parantez açmamız gerekiyor. Çünkü hem oyunculuklar hem replikler hem de samimiyet açısından muhteşemler. Bütün duyguyu oldukça saf bir şekilde ve zorlanmadan geçiriyorlar izleyiciye. En sonunda Kahire’den gelen paşanın “Hakiki Tosun Paşa Benim!” repliği ise buram buram hafızamıza kazınıyor.

    Peki gerçekte bu Tosun Paşa kimdir? Nerelidir? Ne yapar? Gelin, detayları hep birlikte inceleyelim. Ahmet Tosun Paşa, 19. yüzyılda Osmanlı’nın canını fazlasıyla sıkıp sonuç itibariyle Mısır’ı yarı özerk hale getirmeyi başaran Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğludur. Gözü pek ve sert bir karakter olarak tanınır. Babasının küçük oğlu olmasına rağmen ona duyulan itimat fazlasıyla büyüktür.

    1805’te Medine, 1806’da ise Mekke Vehhabiler tarafından işgal edilir ve Osmanlı Devleti bu isyanı bastırmak için eski asi Mehmet Ali Paşa’yı görevlendirir. Paşa, sefere çıkmadan önce kati bir suretle Mısır’daki hakimiyetini güçlendirmek ister. Bölgedeki Kölemen üstünlüğünü yıkmaya kararlı olduğu için, oğlu Tosun Paşa’yı ordunun başına getirmesi sebebiyle verdiği ziyafette 470 Kölemen Beyi’ni öldürtür. Artık rahattır içi. Ama kendisinden sonra isyan çıkabileceğini düşünerek 3.500 askerden oluşan orduyu Tosun Paşa komutasında Hicaz’a yollar (1811).


    Mehmet Ali Paşa

    İlk aşamada Tosun Paşa’nın ordusu galip gelir. Hatta bölgedeki kabileler bile Vehhabiler’e karşı ayaklandırılır ve adeta içten fethedilir kale. Ama devam eden çarpışmalar sonucu 1812 yılına gelindiğinde, Vehhabiler’in ani ve yoğun saldırısı sebebiyle Tosun Paşa yenilir. Geri çekildikten sonra babasına haber gönderip yeni bir ordu ister. Mehmet Ali Paşa’nın yolladığı yeni ve dinç askerleri yanına alarak başlattığı kuşatmayla beraber önce Medine’yi, sonra da Mekke, Cidde ve Taif’i kurtarmayı başarır. 


    Tosun Paşa

    Tosun Paşa’nın zaferi hem İstanbul’da hem de Mısır’da büyük bir coşkuyla kutlanacak, Mehmet Ali Paşa da oğluyla gurur duyacaktır. Ancak 1816 yılında salgın bir hastalığa yakalanıp aniden hayatını kaybeder Tosun Paşa. Babası çok üzülür fakat yapacak bir şey yoktur. Tosun Paşa’nın oğlu Abbas Paşa ise yıllar sonra Mehmet Ali Paşa’nın bunaması ve 3 ay görevde kalan amcası İbrahim Paşa’nın ölmesinin ardından 1848’de Mısır valisi olur.  

     

    Kaynak:
    Kevser Değirmenci, "Vehhabi İsyanının Bastırılmasında ve Sonrasında Mekke Muhafızı Hasan Paşa'nın Faaliyetleri"
    Yahya Bağçeci, "İsyandan İtaate; Kavalalı Mehmet Ali Paşa Babıali İlişkileri (1841-1849)"  


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.