Görme Engelli Bir Adamla Balığı Arasındaki Dostluğun Hikayesi: "The Fish and I"

Görme Engelli Bir Adamla Balığı Arasındaki Dostluğun Hikayesi: "The Fish and I"
  • 0
    0
    0
    0
  • Son günlerde artan hayvana şiddet, istismar olaylarını üzüntü ve öfkeyle takip etmekteyiz. Her hafta bu haberlere bir yenisi ekleniyor. Yüreğinize bir nebze olsun su dökebilmek için yakın zamanda çekilen hayvanla insan arasındaki masum, karşılıksız sevgiyi anlatan, zamanının kısa olmasıyla filmin vurgusu arasında ters bir bağlantı olan, izledikten sonra sizi uzun uzun düşündürecek ve “ben şimdi ne izledim” dedirtecek bir kısa filmle karşınızdayız. Filmimiz, İranlı yönetmen Babak Habibifar’ın yazıp yönettiği, "Fish and I" isimli İran yapımı bir kısa film. Akvaryum balığını kurtarmaya çalışan gözleri görmeyen bir adamın hikayesi. Görme engelli bir adamla küçük akvaryum balığı arasındaki yoğun dostluğun hikayesiyle, sevgi, sadakat ve güvenin ne olduğunu tekrardan öğreneceğiz. Bir Akvaryum Balığının Hayatının Değeri Ne Kadar Olabilir? Film, kahramanımızın her zamanki rutini, sabah kahvesini hazırlayarak başlıyor. Bu sırada karakterin yüzü iki dakika boyunca gösterilmiyor fakat yönetmen bir şeylerin yanlış olduğunu bize hissettiriyor. Gözlerinin görmediğini anladığımız adam, aniden çalan telefonun sesinden irkilerek akvaryumu yere düşürüyor. Tek amacı hayat arkadaşını kurtarmak olan kahramanımızın yüzünü, yakın çekimle şaşkın ve endişeli halde görüyoruz. İşte bu sırada filmimiz tam anlamıyla başlıyor. Eğer yazımızı buraya kadar okuduysanız ve çarpıcı sonu hakkında da daha fazla spoiler vermeden sizi 6 dakikalık bir seyir keyfine davet ediyoruz. Karşılıksız sevgiyi çok güzel anlatan bu filmde gözlemlediğimiz üzere film kahramanı körleştirirken tüm duyularımızı güçlendiriyor ve yaşamın kısalığını da bir oda içinde tutuyor. Kırık camları hatta balığın öpücüğünü bile içinde hissedebiliyoruz. Zorlukların üstesinden gelmenin, panik yapmamanın ve zor zamanda iyi bir strateji çizmenin nasıl belirleyici olabileceğine dair inanılmaz mesaj veriyor. Hikaye insanlığın kalbine, aidiyet ve bağlılık hissine de değiniyor. Sevilen biri için bir şey yapamamanın çaresizliği ve çabası burada tasvir ediliyor. Küçük şeyler için nasıl terlediğimizi, gerçekten neyin önemli olduğunu ve insanlığı nasıl unuttuğumuzu anlatıyor. Babak Habibifar, bir adam ve bir balık arasında ki en hassas ve karmaşık aşk hikayesini altı dakikaya sığdırıyor. Balık bile nankörlük yapmıyor ama insanoğlu ne garip... Kimin hayatının diğerinden daha değerli olduğuna kim karar verebilir?

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.