Görgüsüzlüğün Hicvi: The Wolf of Wall Street

Görgüsüzlüğün Hicvi: The Wolf of Wall Street
  • 0
    0
    0
    0
  • 75 yaşındaki Amerikalı yönetmen Martin Scorsese, yaşayan en önemli yönetmenlerden birisi olarak gösteriliyor. Mean Streets (1973), Taxi Driver (1976), Raging Bull (1980) ve Goodfellas (1990) gibi eserleriyle ismini sinema tarihinin altın sayfalarına yazdıran usta yönetmen bunun dışında; yapımcı olarak destek verdiği filmlerle, dizilerle ve sinema tarihçisi kimliğiyle de tanınıyor. Yönetmen, 2000’li yıllarda da uzun aralar vermeden çalışmaya ve filmler çekmeye devam ediyor. Bu yazının konusu olan filmi ise, yönetmenin son yıllarda çektiği en beğenilen filmlerden biri olan The Wolf of Wall Street (2013). Bu filminde de auteur yönetmen Martin Scorsese, imzası haline gelen ve sinemasının olmazsa olmazı olan suç, alkol, uyuşturucu ve anti-kahramanlık temalarını işlemeye devam ediyor. Yalnız bu filmdeki karakterler önceki filmlerinin aksine eli silahlı ve kan dökmekten çekinmeyen karakterler değil. Onların yerini filmde insanları dolaylı yoldan kandırarak servetlerine servet katan brookerlar almış. Ä°lgili resim Jordan Belfort’un aynı adlı otobiyografik romanından uyarlanan filmin oyuncu kadrosunda Martin Scorsese’nin The Aviator, The Departed ve Shutter Island gibi pek çok filminde beraber çalıştığı kadrolu oyuncusu Leonardo DiCaprio’nun yanı sıra Jonah Hill, Margot Robbie, Matthew McConaughey, Kyle Chandler, Rob Reiner, Jon Bernthal, Jon Favreau ve Jean Dujardin gibi isimler de yer alıyor. Filmin konusu şöyle özetlenebilir; mütevazı bir ailenin oğlu olan genç ve hırslı bir brooker Jordan Belfort (Leonardo DiCaprio), çalıştığı iş yeri kapandığı için zor duruma düşer. Bu zor zamanlarında eşi Teresa (Cristin Milioti) ona destek olur. Yeniden iş bulup ekonomi piyasasına girdiğinde patronu Mark Hanna’dan (Matthew McConaughey) adeta bir kurtlar sofrası olan bu sektörde para kazanmanın sert, acımasız ama gerçek kurallarını öğrenecektir. Ve bu kuralları hayatına uygulamaktan çekinmeyecektir. İçinde yetiştiği ve ona zorluklar yaşattığını düşündüğü hayattan intikamını almaya karar vermiştir. Bu süreçte karısını kendisinden daha güzel ve seksi olan Naomi (Margot Robbie) ile aldatacak ve yeni iş arkadaşları olan Donnie (Jonah Hill), Brad (Jon Bernthal) ve Manny (Jon Favreau) ile beraber daha az parayla daha çok kar etmek isteyen müşterilerinin paralarını dolambaçlı yollardan kendi ceplerine koyacaklardır. Tabii bu süreçte klasik, vergisini ödeyen, dürüst Amerikan vatandaşını temsil eden ajan Patrick Denham (Kyle Chandler) da her adımında ensesinden ayrılmayacaktır. Usta yönetmen Martin Scorsese, bu mali suç hikayesini mümkün olduğunca esprili bir şekilde hicvediyor. Ve bu sonradan görme karakterlerin hızlı bir şekilde kazandıkları olağanüstü servet karşısında düştükleri rezillikleri ve bocalamaları göstermeyi tercih ediyor. Biz seyircileri, mali açıdan yükselişe geçen bu kasaba çocuklarının alkol, uyuşturucu, seks ve safahat içindeki yeni hayatlarına tanık ettiriyor. Finalde yaptığı enfes aynalamayla ise film boyunca yer yer gülerek yer yer ayıplayarak seyrettiğimiz karakterlerle aramızda sandığımız kadar büyük bir ayrım olmadığına dikkat çekiyor. Ä°lgili resim Zaten bütün bunları gösterirken, kendisinden beklediğimiz gibi didaktik bir üslup benimsemiyor ve karakterler hakkında bir hüküm vermeye çalışmayarak alaycı bir bakış açısı takınıyor. Onları ne kahraman ne de iğrenç, kötü insanlar olarak gösteriyor. Kahramanları tam da biz seyircilerle aynı noktaya yerleştiriyor. Bunu yaparken Jordan Belfort’u zaman zaman kameraya doğru konuştururken dördüncü duvarı yıkıyor. Böylece aslında izlediğimiz hikayenin gerçek olmayıp sadece karakterin kurguladığı değiştirilmiş bir versiyonunu izlediğimizi ima ediyor. Tamamıyla gerçek olaylardan esinlendiğini iddia eden konvansiyonel filmlere alışık seyirciler için sarsıcı bir hamle bu. Yönetmenlik anlamında ise Martin Scorsese, yılların deneyimini ortaya koyarak bu farklı şekillerde anlatılabilecek suç ve dolandırıcılık hikayesini olağanüstü akıcı bir şekilde ekrana yansıtmayı başarmış. Yönetmenin pek çok filminde birlikte çalıştığı deneyimli kurgucusu Thelma Schoonmaker’un dinamik kurgusu ve görüntü yönetmeni Rodrigo Prieto’nun filmin enerjisini yansıtan görüntüleri sayesinde üç saatlik film bittiğinde zamanın nasıl geçtiğini anlamayacağınızın garantisini verebilirim. Oyunculuklardan bahsedilecekse elbette ilk olarak Leonardo DiCaprio’nun adını anmak gerekiyor. Scorsese’nin Robert De Niro’dan sonra yeni vazgeçilmez oyuncusuna dönüşen DiCaprio, filmi sırtlayıp götüren bir oyunculuk sergilemiş. Yan karakterlerde ise bu filmle çıkış yaparak son yılların en gözde oyuncusuna dönüşen Margot Robbie ve canlandırdığı antipatik yancı karakteriyle seyircilerin nefretini kazanmayı başaran Jonah Hill’in başarılı performanslarıyla öne çıktıklarından bahsetmek gerekir. wolf of wall street ile ilgili görsel sonucu Martin Scorsese’den upuzun süresine karşın bir an bile sarkmayan eğlenceli bir suç ve dolandırıcılık filmi izlemek isteyen sinemaseverlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bir film The Wolf of Wall Street.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.