Avengers: Infinity War’u heyecanla beklerken, uzun yıllardır severek takip ettiğimiz kahramanların yaratıcısı, “Cameo” aktör olarak da her filmin bir sahnesinde karşımıza çıkıp yüzümüzü güldürmeyi başaran, eğlenceli kişiliğiyle gönlümüzde yer edinmiş Stan Lee’yi biraz tanıyalım istedik.
1922, New York doğumlu Stanley Martin Lieber, lise yıllarında okuluna devam ederken bir yandan da yerel iş yerlerinde çalışıyordu ve gazete dağıtımı yapıyordu. Liseden mezun olur olmaz erken yaşta iş hayatına atılan isimlerdendi. Amcasının yardımıyla, ileri yıllarda Marvel Comics’in temelini oluşturacak olan ve Martin Goodman editörlüğünde çalışan Timely Comics’in pulp eserler çıkartan kısmında çalışmaya başladı. İlk imzasını 1941 yılında Captain America eserine atarak, okuyucusuyla buluştu. İsmini ikiye ayırarak, Stan Lee imzasını oluşturdu ve bu ismi ilk kez bu çizgi romanın üçüncü sayısında kullandı. Aynı yılın sonuna doğru tamamen kendisine ait bir süper kahraman yaratmayı başardı: Destroyer.
50’lerin sonlarında DC editörü Julius Schwartz’ın Flash ve Justice League of America gibi süper kahraman temelli eserleri canlandırması üzerine, Martin Goodman tarafından DC’ye rakip olacak süper kahraman serileri yaratmakla görevlendirildi. Günlük yaşantımızda karşımıza çıkan sorunlarla mücadele eden insani kişiliklere sahip kahramanlar yaratarak her yaştan okuyucuya ulaşmayı başardı.
Fantastic Four, Lee ve arkadaşı Jack Kirby ile yaratılan ilk eseriydi. Ardından bu seriyi Hulk, Thor, Iron Man, X-Man, Daredevil, Spider Man gibi gönlümüzde taht kuran kahramanların çizgi romanları izledi.
80’lerden sonra Stan Lee, popüler kültürün kahramanlarından biri haline geldi. Kaliforniya’ya taşınmasının ardından Marvel TV şovları ve sinema uyarlama sorumlusu olarak görevlendirildi. Aynı zamanda editörlük ve çizgi roman senaryoları yazma görevini de bırakmadı.
Gösterdiği üstün başarının ardından, 2008 yılında sinema dünyasının efsaneleşmiş isimlerinin yer aldığı Hollywood Walk of Fame’e ismini kazıyarak ölümsüzleşmeyi başarmıştır.
National Medal of Arts ve Scream Awards gibi birçok ödülün sahibi olan Lee adına, Los Angeles ve Long Beach şehirlerinde Stan Lee Günleri düzenlendi.
Kendisini Marvel filmlerinin bir sahnesinde görmeyi alıştığımız yazar, kendisini çizgi romanlarda genellikle arka planda olan karakterlerden biri olarak hikayenin içine yerleştirmiştir.
Siz de fimleri izlerken Stan Lee’yi ne zaman göreceğinizi merak etmiyor musunuz? Yeri geldi bir jüri üyesiydi, yeri geldi kendisini sosisli sandviç satıcısı olarak gördük. Ama aralarında bizce en duygusalı, 69 yıldır mutlu bir evlilik sürdüğü ve kendisini 2017 yılında kaybettiğimiz eşi Joan Lee ile yer aldığı X-Men Apocalypse sahnesiydi.
Gelin şimdi ilk filmden itibaren kahramanlarımızın yaratıcısı, Marvel'ın babası kabul ettiğimiz Stan Lee’nin yer aldığı sahneleri izleyelim. Keyifli izlemeler!
Kendisine “Favori rolünüz neydi?” diye sorulduğunda, herkes cevabı merakla bekliyordu. Soru daha çok “Hangi küçük şakayı çok sevmiştiniz” idi. Lee yine şaşırtmayı başardı.
“Zor bir soru bu. Mallrats’de baya eğlenmiştim. Ama o konuk bir performans değildi, o filmde gerçekten bir rolüm vardı. O filmle ilgili komik bir şey söyleyeyim. Filmde, başrol olan çocukla konuşuyorum. Kendisi çok mutsuz, çünkü kız arkadaşıyla problem yaşıyor. Ben de ona diyorum ki: "Bir zamanlar kız arkadaşım vardı, onu kaybettim, asla unutmadım ve hep onu düşünürüm." Öyle bir şey. Sonra eve gittim, karım da bana "Kimmiş bu kız arkadaş?" dedi. Ben de filmleri karınıza çok dikkatle açıklamanız gerektiğini öğrendim.”
Kaynak: 1, 2
1922, New York doğumlu Stanley Martin Lieber, lise yıllarında okuluna devam ederken bir yandan da yerel iş yerlerinde çalışıyordu ve gazete dağıtımı yapıyordu. Liseden mezun olur olmaz erken yaşta iş hayatına atılan isimlerdendi. Amcasının yardımıyla, ileri yıllarda Marvel Comics’in temelini oluşturacak olan ve Martin Goodman editörlüğünde çalışan Timely Comics’in pulp eserler çıkartan kısmında çalışmaya başladı. İlk imzasını 1941 yılında Captain America eserine atarak, okuyucusuyla buluştu. İsmini ikiye ayırarak, Stan Lee imzasını oluşturdu ve bu ismi ilk kez bu çizgi romanın üçüncü sayısında kullandı. Aynı yılın sonuna doğru tamamen kendisine ait bir süper kahraman yaratmayı başardı: Destroyer.
50’lerin sonlarında DC editörü Julius Schwartz’ın Flash ve Justice League of America gibi süper kahraman temelli eserleri canlandırması üzerine, Martin Goodman tarafından DC’ye rakip olacak süper kahraman serileri yaratmakla görevlendirildi. Günlük yaşantımızda karşımıza çıkan sorunlarla mücadele eden insani kişiliklere sahip kahramanlar yaratarak her yaştan okuyucuya ulaşmayı başardı.
Fantastic Four, Lee ve arkadaşı Jack Kirby ile yaratılan ilk eseriydi. Ardından bu seriyi Hulk, Thor, Iron Man, X-Man, Daredevil, Spider Man gibi gönlümüzde taht kuran kahramanların çizgi romanları izledi.
80’lerden sonra Stan Lee, popüler kültürün kahramanlarından biri haline geldi. Kaliforniya’ya taşınmasının ardından Marvel TV şovları ve sinema uyarlama sorumlusu olarak görevlendirildi. Aynı zamanda editörlük ve çizgi roman senaryoları yazma görevini de bırakmadı.
Gösterdiği üstün başarının ardından, 2008 yılında sinema dünyasının efsaneleşmiş isimlerinin yer aldığı Hollywood Walk of Fame’e ismini kazıyarak ölümsüzleşmeyi başarmıştır.
National Medal of Arts ve Scream Awards gibi birçok ödülün sahibi olan Lee adına, Los Angeles ve Long Beach şehirlerinde Stan Lee Günleri düzenlendi.
Kendisini Marvel filmlerinin bir sahnesinde görmeyi alıştığımız yazar, kendisini çizgi romanlarda genellikle arka planda olan karakterlerden biri olarak hikayenin içine yerleştirmiştir.
Siz de fimleri izlerken Stan Lee’yi ne zaman göreceğinizi merak etmiyor musunuz? Yeri geldi bir jüri üyesiydi, yeri geldi kendisini sosisli sandviç satıcısı olarak gördük. Ama aralarında bizce en duygusalı, 69 yıldır mutlu bir evlilik sürdüğü ve kendisini 2017 yılında kaybettiğimiz eşi Joan Lee ile yer aldığı X-Men Apocalypse sahnesiydi.
Gelin şimdi ilk filmden itibaren kahramanlarımızın yaratıcısı, Marvel'ın babası kabul ettiğimiz Stan Lee’nin yer aldığı sahneleri izleyelim. Keyifli izlemeler!
Kendisine “Favori rolünüz neydi?” diye sorulduğunda, herkes cevabı merakla bekliyordu. Soru daha çok “Hangi küçük şakayı çok sevmiştiniz” idi. Lee yine şaşırtmayı başardı.
“Zor bir soru bu. Mallrats’de baya eğlenmiştim. Ama o konuk bir performans değildi, o filmde gerçekten bir rolüm vardı. O filmle ilgili komik bir şey söyleyeyim. Filmde, başrol olan çocukla konuşuyorum. Kendisi çok mutsuz, çünkü kız arkadaşıyla problem yaşıyor. Ben de ona diyorum ki: "Bir zamanlar kız arkadaşım vardı, onu kaybettim, asla unutmadım ve hep onu düşünürüm." Öyle bir şey. Sonra eve gittim, karım da bana "Kimmiş bu kız arkadaş?" dedi. Ben de filmleri karınıza çok dikkatle açıklamanız gerektiğini öğrendim.”
Kaynak: 1, 2
Yorum Bırakın