Belçikalı genç yönetmen Lukas Dhont'un ilk uzun metraj deneyimi olan Girl | Kız, merkezine Lara adında transeksüel bir kızı alıyor. Dünya prömiyerini Cannes'da yapan film, eleştirmenler tarafından büyük övgü toplayarak Kuir Palmiye (Queer Palm) ve Altın Kamera ödüllerine layık görüldü. Film, Türkiye prömiyerini ise Filmekimi'nde gerçekleştirdi. Cinsiyet değiştirme sürecini henüz tamamlayamamış olan 15 yaşındaki Lara (Victor Polster), Belçika'nın en prestijli bale okulu olan Antwerp'ten burs kazanır. Bu nedenle babası Mathias (Arieh Worthalter) ve 6 yaşındaki erkek kardeşi Milo (Oliver Bodart) ile yeni bir eve taşınırlar. Bir yandan yeni çevresine alışmaya çalışırken diğer yandan da hormon tedavisi gören Lara'nın, balerin olma mücadelesi ve bunun etrafında gelişen olaylara tanık oluyoruz film boyunca. Yazının bu bölümü, filmi henüz izlemeyenler için sürpriz gelişmeler içermektedir. Filmin başlarında transeksüel bir kız olma aşamasındaki Lara'nın mutlu anlarını izliyoruz. Başta babası olmak üzere tüm akrabaları tarafından desteklenen Lara'nın hayatında her şey olması gerektiği gibi gözüküyor. LGBT konusunu uzun zaman önce aşmış bir Avrupa ülkesi olan Belçika'da yaşayan bu ergen kızın, şanslı azınlığın içerisinde yer aldığını izliyoruz. Ancak film ortalarına doğru bizi içine çekmeye başladığında Lara'nın sandığımız gibi mutlu olmadığı ortaya çıkıyor. Her ne kadar birçok yönden şanslı gibi görünse de yaşıtları tarafından kabul görmeme kaygısı, sınıfındaki diğer bale öğrencilerinden teknik açıdan geri olması ve cinsiyet değiştirme ameliyatının giderek yaklaşması gibi etkenlerle aynı anda başa çıkmaya çalıştığını görüyoruz. Taksicilik yapan babasının yoğun çalışma hayatından dolayı evde ''anne'' rolünü de üstlenen Lara - filmde Lara'nın annesi ile ilgili herhangi bir detay yer almıyor - 6 yaşındaki erkek kardeşiyle de ilgilenmek zorunda kalıyor. Ev işleriyle de ilgilenmek zorunda kalan Lara'nın büyük çabayla girdiği okulunda da işler yolunda gitmiyor. Okulunun ilk günü bir hocası tarafında sınıfındaki öğrencilere yöneltilen ''Lara'nın kızlar soyunma odasını kullanması sizi rahatsız ediyor mu?''sorusu, Lara'nın herkesin önünde rencide olmasına yol açıyor. Bu nedenle Lara, derslere giyinmiş halde geliyor, duş almamak için bahaneler uyduruyor. Bu çekingen tavrı onu arkadaşları içinde daha da gizemli kılıyor. Filmde Lara'nın, onu her sürecinde destekleyen babasıyla birlikte muayene sahnelerine de tanıklık ediyoruz. Doktorunun cinsiyet değiştirme ameliyatının detaylarından bahsederken ameliyatın biyolojik, psikolojik ve sosyolojik etkilerinin olduğu bu sürecin hiç de kolay olmadığını anlıyoruz. Filmde izlediğimiz Lara 15 yaşındaki ergenliğinin altın çağında bir karakter. Her konuda sabırsız olması, işleri oldukça zorlaştırıyor. Penisini gizlemek için kullandığı bantlar yüzünden penisi iltihap kapıyor ve baledeki hırsı yüzünden sürekli kilo kaybediyor. Bu yüzden cinsiyet değiştirme sürecine zorunlu olarak ara veriliyor. Film, en büyük engelinin sahip olduğu penis olduğunu düşünen Lara'yı gösterirken oldukça cürretkar davranıyor. Özellikle filmin sonlarına doğru Lara'nın penisini makasla kesmeye çalıştığı sahne, izleyenlerin adeta koltuklarına yapışmalarına neden oluyor. Göz alıcı dans sekanslarıyla bizi büyülemeyi başaran filmin özellikle bazı kısımlarında zirvedeyken ani sahne geçişleri, ilgi çeken bir kurgusu olduğunu gösteriyor. Belçika'nın Oscar aday adayı olan Girl'ün geçtiğimiz sene Yabancı Dilde En İyi Film ödülünü Şili'ye kazandıran A Fantastic Woman'dan daha iddialı bir yapım olduğunu söyleyebiliriz. Ancak Akademi'nin iki sene üst üste benzer temalı bir filme ödül vermesi pek nadir görüldüğünden filmin ülkesine ödülle dönmesi düşük bir ihtimal gibi görünüyor. Yönetmenin ilk uzun metrajında Cannes'da iki ödüle layık görüldüğü filmin, Hollywood'tan ödülle dönse de dönmese de Kuir Sineması'nda önemli bir yerinin olacağı tartışmasız bir gerçek.