Ülkemizde Filmekimi kapsamında vizyona giren Arctic (2018), kutuplarda geçen bir hayatta kalma öyküsünü anlatıyor. 2006'dan beri YouTube'da kısa filmler çekerek adını duyuran Brezilya asıllı yönetmen Joe Penna'nın ilk uzun metraj filmi olan Arctic (2018), dünya prömiyerini Cannes'da yaptı. Son zamanlarda Hannibal (2013-2015), Doctor Strange (2016), The Hunt (2012) gibi yapımlardan tanıdığımız yetenekli oyuncu Mads Mikkelsen, filmi tek başına üstlenerek az sayıda diyalog ile karakterin hislerini ve çaresizliğini başarıyla anlatıyor bize. Çoğu sahnede dublör kullanmayan usta oyuncu çekimler için "Hayatımın en zor çekimiydi." diyor. Uçağı kutuplarda düşen pilot Overgård'ın (Mads Mikkelsen) yere yazdığı devasa SOS / Yardım yazısı ile başlıyor film. Karakterin ne kadar süredir burada mahzur kaldığını bilmiyoruz ancak kendine kurduğu düzene bakarak pek de kısa olmadığını söyleyebiliriz. Nihayetinde bir yardım uçağı geliyor ancak fırtına sebebiyle uçak kara saplanıyor ve pilotlardan biri hayatını kaybediyor. Uçaktan birkaç alet alan Overgård, yaralı olan ikinci pilotu yanına alarak yaşadığı yere, kara saplanmış kendi uçağına gidiyor. Yardım uçağında bulduğu haritayla birlikte iki seçeneği var pilotun. Yerinde kalarak yardım umuduyla bekleyebilir ya da bir merkeze gidebilir. Karakter yola çıkmayı seçiyor, gerekli malzemeleri ve artık bakımını üstlendiği yaralı pilotu (Maria Thelma Smáradóttir) yanına alarak çıkıyor yola. Serüvenini izlediğimiz Overgård'ın bu soğuk ve yalnız dünyada hayatta kalma azmi oldukça etkileyici. Doğanın kendisiyle girdiği bu savaşta zorlandığında, yaralandığında hatta yenilmiş gibi göründüğünde bile durmaksızın devam etmeye uğraşıyor. Kasvetli ortama izleyiciyi de davet edercesine minimum seviyede diyalog barındıran filmde buna rağmen anlatılmak istenen kısa cümlelerle aktarılıyor bize.

"Yalnız değilsin. Her şey iyi olacak."

Arctic (2018) konusu gereği biraz ağır ilerliyor olsa da yer yer gerilimi de kullanarak izleyiciyi pek sıkmadan kendine bağlamayı başarıyor. Kaynak: 1