Fikirlerin Müzik İle Ahengi: Tranquility Base Hotel & Casino

Fikirlerin Müzik İle Ahengi: Tranquility Base Hotel & Casino
  • 0
    0
    0
    0
  • Tam beş yıllık bir bekleyiş.. Keşke bu beş yıl yazıldığı kadar kısa olsaydı. Beş yıl içerisinde artan beklentiler ve eski albümlerin tekrar tekrar tüketilmesi.. Bu beş yılın sonunda ise alınan albüm haberi ile yaşanan sevinç ve geri sayım.. İşte bu geri sayım bitti. Arctic Monkeys  uzun süren bekleyiş sonunda yeni albümleri Tranquility Base Hotel & Casino'yu piyasaya sürdü. Bu albümden önce çıkardıkları AM albümü ile iyice büyüyen bir fan kitlesi vardı. Ancak AM'den sonra yeni albümü bekleyen hayranlar adeta ters köşe oldu. Hayır, albüm kötü olmamıştı. Sadece albümde bulunan ''R U Mine?'', ''Arabella'', ''Knee Socks'', ''No. 1 Party Anthem'', ''Do I Wanna Know'' gibi birçok hit parçanın bulunduğu bir müzik albümü bekleyen hayranlar bambaşka bir şey ile karşılaşmıştı. AM'in bulunduğu kulvarda çıtayı iyice yukarı çeken grup belli ki farklı bir yola girmeye karar vermiş ve o çıtayı da en yüksek seviyeye çektikleri için beklentileri karşılayamadılar dersek yalan olmaz. Bu albüm aslında her şarkının lirik olarak albümün konseptine bağlı olduğu ve sözleri ile Alex'in farkında olmamızı istediği durumları bize yansıttığı bir konsept albüm. Daha doğrusu, biz sadece bestelenmiş ve harika bir müzikal ahenk ile birleştirilmiş fikirler dinliyoruz bu albümde. Tranquility Base Hotel & Casino, aslında Alex'in hayallerine ve fikirlerine açılan bir geminin bileti. Kendinizi bir turist gibi hiç bilmediğiniz ve fikir sahibi olmadığınız bir dünyada buluyorsunuz. Bu albümde ise her şarkı size sanki bir rehber edası ile eserleri tanıtıyor. Eseri beğenmek ya da beğenmemek size kalmış. Ancak rehbere kulak asmazsanız o eseri dinlemenizin bir anlamı kalmaz. Bu yüzden her şarkı en iyi şekilde özümsenerek dinlenilmeli. Albümün dinlenmesi de gerekmedikçe yarıda kesilmemeli. Çünkü her şarkı aynı evrene sahip. Her şarkı bir puzzle parçası gibi ve bu puzzle parçalarının her biri birleştiğinde, bilim kurgu odaklı bu albüm ortaya çıkıyor. Şarkıların sözleri içinde Alex Turner'ın ruh hali ve kişiliği o kadar işlemiş duruyor ki bazı şarkılarda sanki kendisi ile konuştuğu izlenimine kapılıyorsunuz. Şarkı sözleri için bu albüm içerisinde ''story-telling'' tarzını benimseyen Alex Turner, Zaten Beats1'a verdiği röportajda puzzle parçası gören bu 11 şarkının aslında 11 kısa hikaye olduğunu vurgulamıştı. Bu 11 kısa hikayenin başlangıçı ise  Alex Turner'ın verdiği röportajlarda söylediğine göre albümde bulunan Science Fiction şarkısının yazımı ile başlıyor. Science Fiction, gönderme ve yorumlanma bazında albümde bulunan en önemli şarkılardan biri. Bilim Kurgu ile bize aktarılan yakın gelecekteki felaketleri romantik bir dille aktaran Turner, şarkı içinde bulunan ''Duvardaki küçük aynalı bir tel üzerinde dünya var'', ''Makinelerin yükselişi'', ''Çok uzak olmayan bir gelecekteki kolonide kitle paniği'' gibi sözleri ile bilim kurgu dünyasının, yakın gelecekte insanoğluna zarar verecek şeyleri yapabileceğini yansıtmasına vurgu yapıyor. Albümde bulunan ve kitleler tarafından en çok beğeni kazanan şarkı ise Four Out Of Five. Sound olarak AM'e en yakın olan şarkı aslında pek çok fütürist öge bulunduruyor. “Böylesi kolay bir uçuş” adı altında söylediği kelimelerde gezegenler arası ulaşımın kolaylığından bahsederken aslında uzaya olan bir göç dalgasını anlatıyor. Bu fütürist tutumu dışında şarkı sözlerine bakacak olursak hayranların beklentilerine de atıflar bulunmakta. Albümün açılış parçası olan ''Star Treatment'' ise Alex Turner'ın geçmişine ve dertlerine yaptığımız bir yolculuk görevi görüyor. ''Sadece Strokes'tan biri olmak istedim'' sözü ile geçmişteki hayallerinden bize bahseden Alex, aynı zamanda ''Ne demek istedin, Blade Runner'ı hiç görmedin mi?'' sözünde bulunan Blade Runner göndermesi ile albümde bulunan bilim kurgu havasını kuvvetlendirmiş. Alex Turner, bu şarkılar ile kendisinin de dahil olduğu ve insanların kendi dünyalarını yarattığı, uzay ve zaman arasında gezdiği, bilim kurgu öğeleri ile çıktığı bu macerada bir süre sonra kendi dünyasına bir yolculuk ile bu macerayı bitirmiş gibi gözüküyor. Albümün ismi 1969'da Apollo 11'in ilk indiği nokta olan Tranquility Base'den alıyor. Albümde bulunan konsept ise Bu noktada kurulan bir otel ve gazino yapılanması. Alex Turner her şarkı otelin farklı bir bölümüne ait olduğunu düşlemiş. Her bölüm ayrı fikirler içermekte. Müzikal açıdan ise albüm, diğer Arctic Monkeys albümlerine göre daha sakin ilerliyor. Alex Turner grubun gitaristi James Cook'a tam olarak yapmak istediği müziğin bu olduğunu söylemiş. James ilk bir afallasa da Alex'in çalışmalarına hayran kalmış. Günümüz müziğinden uzak daha retro bir hava içeren albüm biraz David Bowie personası taşısa da günümüz müziğinden de izler taşıdığı söylenebilir. Özellikle Tame Impala ve Alex Turner'ın bulunduğu diğer grup olan The Last Shadow Puppets ezgilerinin bulunduğu bir albüm. Bu ezgilerin birleşimi için ise grup kendi içinde bir kaç fedakarlıkta bulunmuş. Grubun davulcusu Matt Helders diğer albümlerden aşina olduğumuz etkili ataklarından vazgeçmiş. Ayrıca Alex Turner'ın piyanoya dayalı synth ezgisi ile birlikte diğer albümlerde bulunan etkili gitar riffleri yerine daha düşük tempolu ve yardımcı enstrüman görevi gören bir gitar soundu mevcut.  Ana enstrüman görevine ise piyano getirilmiş durumda. Piyano kullanımının daha ön planda olduğu albümde Piyano ana enstrüman olmasının asıl sebebini Alex Turner BBC'ye verdiği röportajda gitarın artık ona ilham veremediğini ve aradığı ilhamı piyanoda bulduğunu söyledi.  "Artık gitarla oturduğumda nereye gideceğimden şüpheliydim. Gitarın tersine piyano başındayken hayal dünyam açılmaya başladı." Albümde Piyano dışında da bulunan enstrüman dağılımı çok yoğun. Matt Helders'ın synthesizer'a bile el attığı bu albümde yoğunluk çok iyi dengelenmiş durumda. Albümde bulunan sound değişimi kimileri tarafından grubun tabiatına aykırı gözükse de şahsen benim hoşuma giden bir durum. Sheffield'ın serseri Rockstarı Alex Turner yerine bir şeyler anlatmaya çalışan olgun bir Alex Turner duruşu ve bu duruşun müziklerine olan etkisi grubun standartlarını düşürmüş gibi dursa da aslında grubun yepyeni bir standarta oturduğunu görüyoruz. Albümün Alex Turner ile bu kadar özleşmesinin bir diğer sebebi de albümün hazırlık aşaması. Geçmiş albümlerin hazırlık aşamasına tek başına başlayan Arctic Monkeys çoğu kişinin bildiği üzere albüm hazırlıklarını olabildiğince dünyadan izole bir şekilde yapan bir grup. Ancak bu albümde bu durum sadece Alex Turner için geçerli. Daha önceden söz yazımında Alexandra Savior ile çalışan Turner, bu sefer tüm sözleri ve albümde bulunan piyano bölümlerini tek başına hazırlamış. Daha sonrasında grup üyelerine hazırladıklarını sunan Turner, kendi hazırladığı bölümlerde grup üyelerinden bir müdahale olmadan grup, albümün diğer kısımlarının çalışmalarına başlamış. Bu albüm sıradan bir müzik albümü değil. Her sözü ayrı anlamlar taşıyan ve bağlantılı olan bir fikir yığını. Bu albümden eğlence bekliyorsanız beklentileriniz karşılanmayacak ancak sizi müzikal ve lirikal hazzın zirvelerine çıkaracak ve asıl eğlencesi aslında tam olarak burada. Ayrıca şunu da söylenmek gerekli Arctic Monkeys bir endüstri grubu değil. Günümüz müziğinin yaşadığı evrimler onları asla bağlamaz, bağlayamaz. Onlar istediği şekilde müziğini yapar. Size istediğinizi vermek zorunda değildir. Bu Arctic Monkeys, başka bir grup ile asla karıştırmayın. Onlar geri döndü ve bize göstermedikleri çok şey olduğuna hiç şüphe yok.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.