Felsefesi Olan Bir Albüm: Karma

Felsefesi Olan Bir Albüm: Karma
  • 5
    0
    0
    0
  • Bir Tutam 90’lar, bir tutam da Milenyum… Sadece Türk Pop Müziği için değil, Türk Müziği için en önemli eserlerden biri olan Tarkan’ın Karma albümü için herhalde en doğru tanım bu olur. Daha albüm çıkar çıkmaz parçalarını anında tükettiğimiz, defalarca başa sardığımız, hem dillere hem de kulaklara pelesenk olan bu albümün çıkışı sonrasında yarattığı büyük hikaye gibi öncesinde de büyük bir hikayesi var. Türk Pop Müziğinde çığır açan ve modern Milenyum Çağı’na girişimizin resmiyeti olan bu albümün arka planına bir göz atalım. Tüm şarkılarını ezbere bildiğimiz bu albümün çıkış hikayesinde yaşanan tüm olayları, bakalım ne kadar hatırlıyoruz ya da ne kadar biliyoruz… Farklı alanlarda farklı görüş çeşitliliğinin yoğun olduğu ülkemizde, nadir ortak paydalarımızdandır Tarkan. Her yaştan, her müzik türü dinleyicisinden hayranı olan Tarkan’ın 90’larda bıraktığı etki çok büyüktü. Yine Sensiz, Aacayipsin, Ölürüm Sana gibi harika 3 albümü 90’lara hediye eden Tarkan için artık yeni bir başlangıç gerekiyordu. Zira dönemin teknolojik yetersizliklerine rağmen şarkıları, ülke içinde çok çabuk tüketilen ve her seferinde çıtayı üste koymayı başaran bu genç sanatçı için yeni bir imaj, yeni bir albüm gerektiği konuşuluyordu zaten o yıllarda. Bu talebi de karşılayacaktı kendisi. 2001 yılında çıkardığı bu albüm öylesine farklı bir tını ve imaja sahipti ki, sanki Tarkan o yıldan itibaren piyasaya düşmüş yeni bir sanatçı hissi veriyordu. Çoğu müziksever bir süreliğine onun 90’lı yıllardaki işlerini neredeyse unutmuşlardı. Peki bu albüm nasıl bu kadar büyük etki yarattı? 2000 model Tarkan’ın serüveni nasıl başladı? 1997 yılında çıkardığı Ölürüm Sana albümünün klipleri, teklileri birbiri ardına çıkmış ve konserler peş peşe yapılmıştı. Bu albüm, yıllar sonra hatırlanacak olsa da yaklaşık olarak 2 yıl boyunca büyük bir etki yaparak sanatçının ününü Avrupa ve Asya’ya taşıdı. Albümün planlı etkisi yavaşça azaldıktan sonra, Milenyum’un da yaklaşmasıyla, yeni bir şeyler yapılması gerektiği Tarkan ve bağlı olduğu stüdyo farkındaydı. 90’ların sonuna doğru dil ve müzik gelişimi için Amerika’ya giden sanatçı, Karma albümünün çalışmalarının büyük bir kısmını burada yürüttü. Adeta gurbet diyarlarda sıkıca çalışıp, bir zıpkın gibi dönecekti ülkeye. Dönüşü bile bir hayli sansasyonel oldu. Hatırlayanlar vardır. Yeni imajıyla İstanbul Havaalanı’na indiğinde medyanın gözü ondaydı. Yeni şarkılarını cebine koyarak döndüğünü ve yeni bir albüm planladığını duyuran Megastar, tüm müzikseverleri bir hayli heyecanlandırdı. Albümün diğerlerine göre farklı olacağı baştan belliydi. Albümün çıkışından 2-3 ay önce, Tarkan, albümden Kuzu Kuzu şarkısını klibiyle birlikte yayınlamış ve heyecanlı yürekleri biraz rahatlatayım derken daha da alevlendirmişti. Metin Arolat’ın yönetmenliğini üstlendiği klip, bu güzel şarkının neredeyse önüne geçti. Şarkının ritmine eşlik etmek bir yere dursun, herkes bu klibin koreografisini uygulamaya çalışıyordu. Sokakta, toplu taşıma araçlarında, evlerde ve eğlence merkezlerinde… Her yerde kuzu kuzu gelen insanlar vardı. Sözü ve müziği Tarkan'a ait olan bu Kuzu Kuzu parçasıyla Karma'nın ilk adımını atmış oldu Megastar. Hem de dev bir adım… Ancak albümün çıkmasına çok az zaman kala, sanatçının belki de en zor günlerini geçirmesine neden olacak o haberler ve fotoğraflar patlak verdi. Sanatçının Çıplaklar Kampı’ndan sızan fotoğrafları neredeyse tüm gazetelerde haber yapılınca, imajı oldukça etkilendi. Bu mevzu ne yazık ki Tarkan'ın albüm satışlarını da epey etkiledi. Bu olayın perde arkasında da önemli bir şantaj girişimi vardı. Bir erkekle samimi görüntülerinin yer aldığı fotoğrafları basına, Süleyman Şahin adında biri sızdırmıştı. Kendi söylemine göre bunu, Tarkan'a çok kızdığı için yaptığını fakat Tarkan'ın menajeri Uygar Ataş ise; Şahin'in kendilerine şantaj yaptığını ve o fotoğrafları Tarkan'ın Amerika'daki evinden taşındığı sırada eşyaların arasından çaldığını söylemişti. Tüm bu tartışmaların gölgesinde albüm piyasaya çıktı. Albüm, tüm tartışmalara rağmen 2 milyondan fazla satış yakaladı. Prodüktörlüğünü Tarkan ve usta aranjör Ozan Çolakoğlu'nun birlikte yaptığı albümün sadece şarkıları değil ismi ve kapak tasarımı da çok dikkat çekiciydi. Hikmet Barutçugil isimli bir ebru sanatçısı tarafından Tarkan'ın suret fotoğrafının ebru sanatıyla şekillendirilmesiyle tasarlanan bu albüm kapağı da oldukça beğeni topladı. Albüm ismi olan Karma’da büyük bir felsefeyi, inancı simgeleyen bir kelimeydi. En basit haliyle ‘ne ekersen, onu biçersin’ diyerek tanımlayabileceğimiz bu inanç; hem fiziksel hem de zihinsel her türlü eylemin sonuçlarının kaçınılmaz olduğunu ifade eder; düşündüğümüz her şey ya da yaptığımız her eylemin sonuçlarının, bizi bu yaşamımızda ya da sonraki yaşamımızda etkileyeceğini söyleyen bir kuraldır. Adının anlamı ağır olan bu albümün elbette ki etkisi de ağır oldu. Albümdeki parçalara söz müzik konusunda Mazhar Alanson, Nazan Öncel gibi önemli isimler de yardım etti. Eserin en dikkat çekici özelliklerinden biriyse, 90’lı yıllarda Tarkan’ın çıkışına büyük katkı sağlayan Sezen Aksu’nun, bu albümde hiçbir katkısının olmamasıydı. Albüm daha çıkmamışken bile büyük sansasyonlara neden oldu ve bu sansasyonlar bitmeyecekti. Yönetmenliğini Ferzan Özpetek'in yaptığı Hüp klibiyle Tarkan yine ülke gündemini uzun süre meşgul etmiş, sansasyonel haberlerin başkahramanı olmuştu. Manken Sinemis Candemir’in rol aldığı klip, çok sayıda izleyicinin tepkisiyle karşılaştı ve klibin fazla erotik unsurlar barındırdığı öne sürülerek RTÜK'e çok sayıda şikâyet yağdı. Büyük bir gazla çalışan dönemin RTÜK kurulu da klibi sakıncalı bulup ve kaldırılması yönünde oy vereceğini aktardı. RTÜK ve halk kısmında tepkiler devam ederken işin öteki kısmında, müzik ve sanat camiasından pek çok isim de klibin arkasında durdu. Klip en nihayetinde baskılar yüzünden yasaklandı. Ancak bu duruma Tarkan kayıtsız kalmadı. Şarkının remix versiyonuna yeni bir klip daha çekildi ve Tarkan yine yerini aldı. İlginçtir ki tartışmaların odağı olan Hüp şarkısı, kısa süre sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle ülkenin tanıtım videosunda kullanıldı. Neden böyle bir karar alındığına dair o dönemki Kültür ve Turizm Bakanı Mustafa Taşar, eleştirildiklerini ama reklam için doğru bir karar olduğunu çünkü ne zaman Hüp çalsa, tüm dünyanın aklına Türkiye’nin geldiğini açıkladı. Devlet ve medya kanadının büyük tepki göstererek yasakladığı şarkı ve klibi, bu olay nedeniyle yine bir süre daha gündemden düşmedi. Albümdeki şarkılardan, ülkenin tanıtımı için kullanılacak olan tek parça Hüp değildi tabi ki. Orijinalinin ‘Taş’ şarkısı olduğu ‘Bir Oluruz Yolunda’ ya da daha çok bilinen adıyla ‘Arar Buluruz’ yine dillere dolanacaktı. Spor tarihimizin en büyük başarılarından biri olan ve tüm ülkeyi turnuva boyunca tek yürek hale getiren 2002 Dünya Kupası’na katılan millilerimiz için şarkı gerekliydi elbet. Bu görevde yine Megastar’a düşecekti. O dönem reklam anlaşması yaptığı içecek markası Pepsi, aynı zamanda A Milli Erkek Futbol Takımının da sponsoruydu. İşte bu üçlü bağlantı, bu güzel şarkının doğuşuna neden oldu. Yurtdışı satışı ile birlikte Türkiye'de tüm zamanların en çok satan 3. albümü olan, tüm teklilerinin listelerde hit olduğu, ismi, kapağı ve klipleriyle sansasyonlar içeren ve hala daha neden 3 klip çıktığına anlam veremediğimiz bu albüm çıkış ve çıktıktan sonraki hikayesi başlı başına bir milat… Çoğu otoriteye göre En İyi Türk Pop Albümü olarak nitelendirilse de, en iyilerden olduğu aşikar. Hala daha dönüp geriye baktığımızda dinlediğimiz, kliplerini arka arkaya izlediğimiz, adeta üstüne gül koklanmayan bir albüm…  

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.