"Doğu rüzgarı geliyor"
Evet, "doğu rüzgarı", Sherlock için geliyor ve tam olarak Eurus Holmes. Sherlock izleyicileri ve sevenleri olarak 4. sezonda The Lying Detective ile ilk defa izleyicilerin karşısına çıkan Eurus Holmes, Sherlock ve Mycroft kardeşlerin bir diğer kardeşi.
Belirtmek isteriz ki, 4. sezonu henüz izlememişseniz spoilerınızı alt seviyede tutmak adına, sessizce bu yazıyı okumaktan kaçının.
Eurus Holmes, Mycroft Holmes'dan 8, Sherlock Holmes'dan 1 yaş küçük olan, Bay ve Bayan Holmes'un üçüncü çocuklarıdır. Eurus aşırı derecede zeki olduğundan ve insanları iyi gözlemlediğinden, manipülasyonda ondan iyisi yok. Kardeşler arasında en zeki olarak kabul edilen, duygusal zekanın yanı sıra psişik eğilimleri de olan kardeştir.
Eurus, Musgrave isimli malikanelerini yaktıktan sonra insanlarla iletişimini tamamen yitirir, Mycroft'un deyimiyle "görüş alanından çıkar" ve Sherrinford adlı yüksek güvenlikli psikiyatri hapishanesine gönderilir. Bir süre sonra manipülasyon yeteneğiyle, Sherrinford'un yönetimini ele geçirir ve ne zaman isterse oradan ayrılabilecek hale gelir.
Eurus'u bizler için önemli kılan nokta, Sherlock'a olan bağlılığı ve üstün manipülasyon yetenekleri diyebiliriz. Eurus Sherlock'u, ailedeki en sevdiği kişi olarak belirlemişti. Ona göre Sherlock'a başta kahkaha sanarak attırdığı çığlık, onu mutlu etmek için yeterliydi. Eurus'un Sherlock'un her türlü karakteristik özelliğini bilmesi, onun için planladığı oyunların tıkırında gitmesinde en büyük etkendi. Büyüdüğü zamansa, Victor'da olduğu gibi Sherlock üzerine duygusal manipülasyonlar ile rahatlıkla gidebiliyordu: Molly'ye onu sevdiğini söyletmesi, vaktinin azaldığını hatırlatmak için Moriarty'den istediği videolar ve son olarak, uçaktaki kızı yaşatmak için üç adamdan birini öldürmek için seçmesi.
The Final Problem ile Eurus'un tam olarak kim olduğunu, şimdiye kadar ne şekillerde ve ne bağlamda karşımıza geldiğini, daha önce nasıl lanse edildiğini açıkça öğreniyoruz. Eurus'un diğer kardeşlerden daha üstün yeteneklerini olduğunu, hatta duygusal olarak zayıf kaldığını söylemiştik. Sezonun geniş bir kısmına baktığımızda, Eurus dahil, onunla 4 farklı şekilde karşılaştığımızı söyleyebiliriz: Otobüsteki kız/Elizabeth, Yardım isteyen Culverton Smith'in kızı Faith Smith ve John'un Terapisti.
Eşsiz zihni sayesinde, Eurus'un yalnızlık ve psişik duyuları o kadar derin ki, uyuyan insanlarla birlikte arızalı bir uçağın içinde yalnız ve nasıl üstesinden geleceği hakkında en ufak bir fikir sahibi olmayacağı bir durum ile karşı karşıya kalıyor.
Geçtiğimiz bölümlerde zaman zaman Sherlock'un köpeği, Redbeard'ün lafının geçtiğini hatırlarsınız. İşte, durumun tam olarak bu olmadığını Eurus Holmes'un dönüşü sayesinde anlıyoruz. Asıl olay şu ki; bir gün Sherlock, Mycroft ve Redbeard oynarlarken Eurus, Sherlock'un onunla oynamasını istediğinden Redbeard'ü öldürmeye karar veriyor. Hikayelerinden anladığımız üzere Redbeard aslında Sherlock'un köpeği değil, en yakın arkadaşı Victor Trevor. Bu süreçte Eurus, Victor'un nerede olduğunu söylemeyi reddediyor; duygularını, tepkilerini şiirler ile Sherlock'a ifade ediyor. Sherlock'un Victor'u kaybetmesi onda travmatik bir etki yaratıyor ve Sherlock, hatıralarından Eurus ve Victor'u silerek anılarını tekrar yazıyor.
Eurus, Moriarty'i "Tatlı Jim" olarak nitelendirmiştir ve onun ölüm isteği ve ölümünden sonra olay çıkarmaya olan ilgisini, Eurus'un kendi oyunları ile birlikte, Moriaty'nin Sherlock'tan "mezardaki intikamı" olarak belirtir. Moriarty'nin de dahil olmasıyla, Eurus'un Sherlock'a olan ilgisinin sevgiden mi yoksa çok daha olumsuz hislerden mi kaynaklandığından pek de emin olduğumuz söylenemez.
Sonuç olarak tek bir tanımda toparlamak gerekirse Eurus; Sherlock'un travmasına sebep olan, üstün manipülasyon yeteneğiyle her şeyin kontrolünü sağlayan ancak bir yandan da derin yalnızlık duygusuyla herkesten izole olmuş, en zeki Holmes kardeştir.
Kaynak: 1, 2
Yorum Bırakın