Çizgi Roman Tarihinin Dönüm Noktalarından Biri: Death of Superman

Çizgi Roman Tarihinin Dönüm Noktalarından Biri: Death of Superman
  • 0
    0
    0
    0
  • 1938 yılında ilk olarak çizgi roman panellerinde göründüğünde Superman’den beklenti büyüktü. Çünkü yaratıcıları Jerry Siegel ve Joe Shuster, 5 yıl önce karakteri tasarlamış ancak tasarladıkları bu konsepti pazarlamayı başaramamışlardı. Aradan geçen bu 5 yılda da ikili, karakter üzerinde yoğun bir şekilde çalışmıştı. Bu yoğun çalışmanın karşılığı büyük olmalıydı. Nitekim ikilinin 1938 yılında yarattıkları karakter konsepti, beklentileri fazlasıyla karşıladı. O dönemde sirklerde gösteri yapan güçlü adamların giydiği tayta sahip bir konsept yaratmışlardı. Bu taytın renkleri ise Amerikan bayrağına gönderme niteliği taşıyordu. Kırmızı ve mavi renklerin ağırlındaki bu kostüm, daha uzun seneler boyunca varlığını koruyacaktı. Superman, hem adı hem de kostümüyle büyük bir sembol haline gelecekti. Kostümün göğüs kısmında bulunan sembolde ise bir üçgen içinde büyük bir S harfi bulunuyordu. Bu üçgen, polislerin rozetlerine bir göndermeydi. Superman de tıpkı polisler gibi adaleti sağlamak için doğmuştu. Görevi buydu. Zaman içinde S harfi varlığını korurken, harfin dışındaki üçgen şekil bir elmasa dönüştü. Bunun sebebi ise bu yeni geliştirilen amblemin “Umut” anlamına gelmesiydi. Superman, adaleti olduğu kadar umudu da simgeliyordu. İnsanlığın zor anlarında arayıp da bulamadığı, o her şeyin ilacı büyük umudu... Umudun ve adaletin en önemli sembolü olan Superman’in güçleri ise her geçen gün artırıldı. İlk başlarda çok güçlü ve hızlıydı. Ancak uçamıyor sadece çok yükseğe zıplıyordu. Daha sonra ise karaktere uçma gücü verildi. Madem Superman, adaletin ve umudun ışığıydı oldukça güçlü ve yetenekli olmalıydı. Duruşuyla güven vermeli ve en üzgün yüzleri bile güldürmeliydi. Teknoloji geliştikçe Superman’in güçleri de arttı. Giderek daha da güçlendi. Çünkü eğer var olan teknolojinin arkasında kalırsa süper insan olarak nitelendirilemezdi. Superman’in karakter fikri Nietzsche’nin Übermensch kavramına dayandırılıyordu. Bu kavramdan tek farkı fiziksel güç yerine erdemin önemli olmasıydı. Yıllar geçtikçe Superman, çizgi roman sektöründe gittikçe popülerleşti. Hayranları her geçen gün arttı. Çizgi romanları okuyanlar bu çok güçlü ve güven veren adama büyük bir sempati duymaya başlamışlardı. Superman en umutsuz anların bile ışığı olmuştu. O artık sadece bir çizgi roman kahramanı değil, bir halk kahramanıydı. Nitekim yıllar geçtikçe bu popülerlik sıradanlık kazanmaya başladı. Okuyucular artık Superman’in her zorluğa göğüs gerebileceğini biliyorlardı. Karşısındaki düşman ne kadar güçlü olursa olsun, Superman ondan daha güçlüydü. Dünya’yı tehdit eden kötü karakter muhakkak yenilecekti. 90’lı yılların başında bu durum daha da arttı ve çizgi roman satışları düşmeye başladı. Superman artık eskisi kadar heyecanla okunmuyordu. Okuyucular Superman’in maceralarının bulunduğu çizgi roman dergilerini satın almıyorlardı. Çünkü bu maceraların sonunda Superman kesin galip geliyordu. Okuycular için eskisi kadar çekici değildi bu. O dönemlerde Superman’in ardındaki yaratıcı takımda bulunan Jerry Ordway, bu soruna ilginç bir çözüm buldu. Yıllardır varlığını sürdüren ve artık sembol haline gelen Superman, öldürülecekti. Bu o zamana kadar çizgi romanlarda yer almamış bir şeydi. Her türlü zorluktan sağ çıkmayı ve kendisiyle beraber tüm Dünya’yı da kurtarmış olan Superman, bu sefer başaramayacaktı. Yenilemez denilen Çelik Adam, bu sefer yenilecekti. Ordway’in bu planı, uzun senelerdir planlanan Clark Kent ve Louis Lane’in düğününe denk gelecek şekilde gerçekleştirilecekti. 1 yıl boyunca çizgi romanlarda amaçlanan şey buydu. Sadece çizgi romanlarda değil televizyon dizisinde bile Clark ve Louis’in düğünü oldukça popülerdi. Okuyucular kadar izleyenlerin de uzun süredir beklediği buydu. Hem çizgi roman hem de televizyon dizisinde Superman’in ölümünü düğüne denk getirmek, hem dizinin izlenmesini hem de düşen çizgi roman satışlarını artıracaktı. Bir taşla iki kuş vurulacaktı. Nitekim işler planlandığı gibi gitmedi ve iki farklı medya organında da planlanan ölümü gerçekleştirmek imkansız hale geldi. Sonuç olarak Ordway’in Superman’i öldürme fikri 1992 yılında çizgi romanlarda hayranlarla buluştu. DC, o yılda tüm zamanların en önemli süper kahramanının ölümünü konu alan yeni bir hikayeye başladı. Bu hikayenin sonu diğer Superman hikayelerinden oldukça farklı olacaktı. Elbette çizgi roman sektöründe bir karakterin ölümü çok da önemli olarak nitelendirilmiyordu. Çünkü ölen karakter bir zaman sonra bir şekilde tekrar hayata döndürülüyordu. Çizgi roman karakterleri, zaman içinde yayınlanan farklı hikayeler dahilinde bir çok kez ölmüştü. DC, Crisis On Infinite Earth adlı hikayesinde bile uzun zamandır varlığını devam ettiren karakterlerini bile öldürmüştü. Sırada ise en önemlisi vardı. Nitekim Superman’in ölüm fikri daha önceki çizgi roman hikayelerinde de yer almıştı. Superman’in en büyük düşmanı Lex Luthor’un önemini artıran kurmaca bir hikayeyle Superman öldürülmüştü. Ancak bahsettiğimiz gibi bu kurmaca bir hikayeydi. 1961 yılında çizgi romanlarda yer alan bu kurmaca olay, şimdi ise gerçekleşiyordu. Crisis on Infinite Earth adlı hikaye bitiminde ölen karakterler bir kez daha tekrar hayata döndürülmüştü. Üstelik Modern Çağ Superman’i de geliştirilmişti. Zaten önceden beridir çok güçlü ve dayanıklı olan Superman, artık daha da sağlam bir karaktere bürünmüştü. Nitekim Doomsday, Superman’in daha önce karşılaştığı tehditlere pek benzemiyordu. Bu sefer Superman’in karşısında çetin bir ceviz vardı. Hikayenin çizgi roman sektörü açısından oldukça önemli olması yapılacak hazırlığın da oldukça özenli olmasını gerektiriyordu. Çizgi roman panellerinin yerleştirilmesi, kurgulanan hikayenin en net ve iyi şekilde o panellerde anlatılması kararlaştırıldı. Superman ve Doomsday’in savaşı bile 4 sayıya bölüştürüldü. Üstelik bu savaş kurgu olarak da oldukça iyi bir noktadaydı. Dan Jurgens ve Bret Breeding, bu savaşı o kadar iyi kurgulamıştı ki son sayıya kadar savaşın galibinin kim olduğunu anlamak pek mümkün değildi. Savaş esnasında çizgi roman panelleri de büyük bir özveriyle hazırlandı. Büyük ve net paneller kullanıldı ve böylece ikilinin bu büyük savaşı en ince ayrıntısına kadar görülebildi. Hikayenin sonunda ise vurucu final gerçekleşti. Superman, tüm zamanların en iyisi Doomsday’i yenmeyi başarmış ama bu sefer kendisi de hayatta kalamamıştı. Superman’in ölümü, hayranlar için büyük bir olay olmuştu. Hayranlar için büyük bir şoktu. Bazı çocuk hayranlar okula gitmeyi bile reddetmişti. Her ne kadar Superman’in varlığına alışmış, artık eski heyecanını kaybetmiş olsalar da hayranlar için bu oldukça önemli bir olaydı. Uzun senelerdir ikon olarak kabul edilen, bir sembol haline gelmiş olan Superman, ölmüştü. Bu olayın en büyük getirisi kuşkusuz DC için geçerliydi. Amaçladıkları şey sonunda gerçekleşmişti. Superman’i öldürmüşlerdi ve çizgi roman satışları artmıştı. Medyada çoğu yerde bu olaydan bahsediliyordu. Çizgi roman dükkanları tekrar dolup taşıyordu. İnsanlar Superman’in öldüğü hikayeyi okumak için akın akın çizgi roman satın alıyorlardı. Bu, son 10 yılda DC’nin en büyük başarısı olmuştu. Superman için ise bu hikaye, sonraki yıllarda bile önemli bir noktada bulunacaktı. İlk bakışta DC için olumlu gibi görünse de bu başarı uzun vadede varlığını koruyamadı. Superman öldürülmüş olsa bile çizgi roman sektöründeki diğer karakterlerde olduğu gibi tekrar hayata geri döndürülecekti. Bu kaçınılmazdı. Ancak Superman’in öldürüldüğünde çizgi roman dükkanlarına akın eden kalabalık, Superman  geri döndüğünde dükkanlara akın etmedi. Superman’in ölümü çok büyük bir olay olarak nitelendirilmiş ancak yeniden hayata döndürülmesi aynı etkiyi yapamamıştı. Yine de Superman’in ölümünü konu alan Death of Superman hikayesi, karakterin ve çizgi roman sektörünün dönüm noktaları arasında sayılmakta. Üstelik bu hikayeyle beraber Doomsday karakteri de önemli bir yere adım atmış ve sonraki zamanlarda çıkan hikayelerde daha özel bir konuma gelmişti. Batman v Superman: Dawn of Justice filmi hariç elbette. O filmdeki Doomsday ve film hakkında pek konuşmak bilr istemiyoruz. Doomsday, hem görüntü hem de güç olarak Dünya’nın en güçlü süper kahramanın daha önce karşılaşmadığı kadar çetin bir karakter olarak hafızalarda yer etti. Bu kadar büyük bir tehditle savaşmak için ise Superman her zaman hazır bulunacaktı. Kendi yaşamına mal olsa bile... Kaynak: 1

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.