Caravaggio'dan İki Farklı Bacchus

Caravaggio'dan İki Farklı Bacchus
  • 3
    3
    0
    0
  • İtalyan Barok Dönemi’nin şüphesiz en büyük ustalarından olan ve her eseri büyük sükse yaratan bir dahidir Michelangelo Merisi da Caravaggio. Aynı karakteri başrol olarak kullandığı iki farklı alegorik eser ortaya koymuştur: 1593 yılında Genç, Hasta Bacchus ve 1595 yılında Bacchus adlarıyla iki farklı eser sermiştir gözlerimizin önüne. Peki kimdir bu Bacchus? Yunan mitolojisinde Dionysus, Roma mitolojisinde ise Bacchus olarak bilinen şarap tanrısıdır aslında bu eserlerde gördüğümüz. Olympos tanrılarının on ikisinden biri olan Bacchus, Zeus ve Semele’nin oğludur. Şarabın getirdiği sarhoşluğun dışında, yaşama sevinci ve mutluluğun da temsilcisidir. Barışı ve medeniyeti destekler. Bu eserlerdeki karakterin Bacchus olduğunu nasıl anladığımıza gelecek olursak, ikonografik olarak onu temsil eden eşyalar ve aksesuarlar bizi ona yönlendirir diyebiliriz. Şarap tanrısı olduğu için her zaman şarapla ilintili nesnelerle tasvir edilir, tıpkı bu eserlerde de olduğu gibi; Genç, Hasta Bacchus eserimizde karakterimiz elinde yemek üzere olduğu bir salkım üzüm tutar ve önündeki masada da yine salkım üzüm kullanıldığını görürüz. Bacchus eserinde ise bu sefer elinde bir kadeh şarapla karşımıza çıkar karakterimiz, önündeki masada bir karaf içinde daha fazla şarap bulunur ayrıca meyve sepetinde de üzüm salkımlarını görebiliriz. Bunların hepsi görmüş olduğumuz kişinin Bacchus olduğuna işarettir fakat bunla da bitmez, tanrımız her zaman asma yapraklarından oluşan taçlarla süsler saçını; iki eserimizde de başındaki gösterişli taç detayını görebiliriz. Genç, Hasta Bacchus eseri aslında Caravaggio’nun şarap tanrısı rolüne büründüğü ve ayna kullanarak yaptığı bilinen bir otoportredir. Tam olarak hangi hastalık olduğu bilinmese de o dönemdeki kayıtlardan Caravaggio’nun bir süre hastanede tedavi gördüğü bilinmektedir. Genellikle gençlik ve güzellikle ilişkilendirilen Bacchus bu sefer hasta bir şekilde ele alınmıştır. Yüzündeki yeşile çalan sarı tonundan da Caravaggio’nun bir hastalık geçirdiğini anlayabiliriz. Duruşunun garipliği ise omzunun üstünden kendisine bakar şekilde durmasındandır. Döneminin kaynaklarına göre ise bacağına aldığı bir yara yüzünden bu bacağı masanın altından düz bir şekilde uzanırken diğeri bükük bir şekilde vücudunun yanında resmedilmiştir. Duyduğu acıyı ve hastalığının ağırlığını yüzündeki ifadeden anlayabiliriz. Masanın üstündeki üzümlerle şeftalilerin canlılığı ve tazeliğiyle kendi sağlık durumunun kötülüğü arasında bir kontrast yaratmak istemiştir. Aynı zamanda elinde tuttuğu salkımın arasında birkaç tane çürük üzüm de görmekteyiz. Bu da bize Carravaggio’nun karşısında gördüğü gerçekliği direkt olarak kanvasa aktardığını gösterir. Bacchus eserine geçtiğimizde ise asıl amaç olan gençlik ve güzelliğin tasvir edildiğini görürüz. Efemine bir görüntüye sahip olarak resmedilmiş Bacchus, bu eserde seyirciye tutkulu bir bakışla elindeki şarabı ikram eder. Vücudunun bir kısmını kaplayan, üstüne özensiz bir şekilde aldığı beyaz giysi yanındaki koltukla bütünleşirken aslında bu kumaş parçasının bir giysi değil de yatak örtüsü olduğu düşüncesine kapılabiliriz. Bu eserde de meyve sepetindeki meyvelerden bazılarının çürümüş olduğunu görürüz. Yine gençlik ve güzellikle bir kontrast içindedir bu meyveler. Muazzam detaylarla bezenmiş olan bu esere daha dikkatli baktığımızda karafın içindeki şarabın üstünde aslında küçük köpükler olduğunu ve yine aynı karafta Caravaggio’nun eserini yaptığı anlardaki kendi yansımasını görebiliriz. Aynı zamanda modelin kadehi tuttuğu el tırnaklarına yakından bakıldığında aslında bir tanrıya yakışmayacak kadar pis olduklarını fark ediyoruz. Bunların hepsi Caravaggio’nun gördüğünü idealleştirmeden, tüm gerçekçiliğiyle yansıttığının kanıtıdır. Gerçekliği olduğu gibi, güzellik kaygısı olmadan, çirkin detaylara da yer vererek aktarması aslında onu realizmden ziyade naturalizm akımının bir temsilcisi olarak da görmemizi sağlayabilir. İki eserde de bu bakış açısına göre yapmıştır yaratısını. Caravaggio’nun imzası olarak bahsedebileceğimiz bir özellik yine iki resimde de yer alır; önde anlatılan konuya daha kolay adapte olmamızı sağlayan siyah ve düz arka plandır bu. Nasıl olur da aynı konu kullanılarak bu kadar farklı iki eser ortaya çıkabilir? İşte bu ancak Caravaggio gibi bir deha tarafından yapılabilirdi.   Kaynak 1,2,3,4, D'Orazio, Constantino, Caravaggio'nun Sırrı Sanatın Gücü, Dedalus Yayınları, 3.Baskı


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.