Bosphorus'un Mitolojik Hikayesi

Bosphorus'un Mitolojik Hikayesi
  • 4
    0
    0
    0
  • Genelde İstanbul Boğazı’ndan bahsedilirken Bosphorus kelimesinin sıkça kullanıldığına şahit oluyoruz. Orijinali “Bosphoyearsrus” olan bu Yunanca kökenli kelime, “İnek Geçidi” anlamına geliyor. Peki Yunanların ürettiği “İnek Geçidi” ile İstanbul’un nasıl bir alakası olabilir, hikayesi nedir? Gelin hep birlikte inceleyelim.

    Tam bu noktada Antik Yunan Mitoloji’sine ve ünü tüm dünyayı sarmış olan baş Tanrı Zeus’un maceralarına göz atmamız gerekiyor. Efsaneye göre çapkın Tanrı Zeus, Argos Kralı’nın kızı İo’ya aşık olur. Masmavi gözleri olan İo, büyüleyici güzelliği ile nam salmış bir prensestir. Bu sırada Hera ile evli olan Zeus duygularına engel olamaz ve İo ile tutkulu bir aşk yaşamaya başlar. Hera oldukça kıskanç bir Tanrıça’dır ve Zeus’un çapkınlığı ile meşhur olduğunu da çok iyi bilmektedir. Kocasının İo ile eğlenceli vakit geçirip alem yaptığı bir gün, durumdan şüphelenerek ani bir baskın gerçekleştirir. Zeus hemen etrafı bulutlarla kaplayıp Hera’nın İo’yu görmesini engellemeye çalışır fakat Hera bütün o bulutları üfleye üfleye dağıtacaktır.


    Hera

    Öfkeden deliye dönen Tanrıça adeta ortalığı yakıp yıkmaya geliyordur. Zeus, yapacak bir şeyi kalmadığını fark edince sevgilisini korumak adına onu bir ineğe dönüştürür. Hera geldiğinde karşısında bir inek bulacak ve konu tamamen kapanacaktır. Ancak işler Zeus’un planladığı gibi gitmez. Hera bir inekle karşılaşmasına rağmen ikna olmaz. Çünkü ortada ters giden bir şeyler olduğunun farkındadır ve kolayca kandırılabilecek bir Tanrıça değildir o. Bu nedenle işini sağlama almak için, ineğin kendisine verilmesini isteyerek İo’nun üzerine azılı bir at sineğini musallat eder.

    İo bu küçük yaratığın ısırıklarıyla adeta acıdan deliye döner. Izdırabı öylesine artar ki, kıtadan kıtaya büyük bir hızla koşmaya başlar. Ege’den Karadeniz’e doğru koştuğu sırada tam karşıya geçecekken vadi su ile dolar ve bunun sonucunda İstanbul Boğazı oluşur. O günden sonra da İstanbul Boğazı’nın adı “Bosphorus” yani “İnek Geçidi” olarak anılır.

    Bu hikayenin devamında başka bir efsane daha çıkıyor karşımıza. İo, sinekten duyduğu rahatsızlık nedeniyle başını bir sağa bir sola sallarken boynuzlarını çeşitli yerlere vurur. Toprak derin çatlaklar halinde açılır. Bu sırada ortaya çıkan devasa yarıklardan biri de Haliç’tir. İo bu iç denizi altın boynuzu ile oluşturduğu için Haliç’in adı İngilizce’de altın boynuz anlamına gelen “Golden Horn” kelimesi ile adlandırılır.


    Haliç

    Haliç’i geçmesinin ardından bir kız çocuğu da doğurur İo. Kızının adını Keroessa koyar. Uzun yıllar sonra Keroessa büyüyüp genç bir kız olacak ve deniz Tanrısı Poseidon ile evlenecektir. Ondan Byzas adında güçlü bir oğul getirir dünyaya.

    Byzas İstanbul’da doğduğu için buraya bir şehir kurmaya karar verir ve Apollon ile babası Posedion’dan yardım alarak, şehrin etrafını o binlerce yıl yıkılamayacak olan surlarla çevirir. Sonrasında da defalarca kez savaşıp, kurucusu olduğu İstanbul’u düşmanlarından korumayı başarır. Hatta rivayete göre anneannesi İo’nun anısına Haliç’e “Golden Horn” adını veren de yine Byzas’tır.

     

    Kaynak: 1, 2, 3    


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.