Bir Erkek, Bir Kadın ve Bir Karavan: 303 (2018)

Bir Erkek, Bir Kadın ve Bir Karavan: 303 (2018)
  • 0
    0
    0
    0
  • 303 filmi, Alman yönetmen Hans Weingartner'ın adeta 2018 yapımı Before Sunrise'ı sayılabilecek olan, romantik kategoride son yılların en başarılı ve tatmin edici işlerinden birisi. Bir aşk filmi olmasının yanı sıra aslında Almanya'dan Portekiz'e uzanan bir yolculuk filmi olan 303, her ikisi de 24 yaşında, üniversitelerin biyoloji ve siyasal bilimlerinde öğrenci olan June (Mala Emde) ve Jan (Anton Spieker)'ın kesişen hayatlarını ele alıyor. Portekiz'deki erkek arkadaşı Alex'in yanına gitmek için Berlin'den karavanına atlayan June, durduğu bir benzin istasyonunda, gerçek babasıyla tanışmak için İspanya'ya gitmek isteyen Jan ile karşılaşır. Jan, anlaştığı yol arkadaşı tarafından ekilince otostop çekmek durumunda kalmıştır ve onun bu durumuna üzülen June, Jan'ı Köln'e kadar bırakmayı kabul eder. Başlarda çok iyi bir kimya yakalayamayan ikili, zamanla birbirleriyle o kadar keyifli vakit geçirmeye başlar ki, arkalarında bıraktıkları ülkelerle birlikte yolculukları da kendilerini ve birbirlerini keşfettikleri güzel bir tatile dönüşür. Yazının başında, film için tam anlamıyla Richard Linklater'ın unutulmaz Before üçlemesinin ilk filmi Before Sunrise tadında demiştik, şimdi öncelikle bu ufak benzerlikten biraz bahsedelim. Before Sunrise, tıpkı June ve Jan gibi aynı yaşlarda iki genç olan Jesse (Ethan Hawke) ve Celine (Julie Delpy)'in Avrupa seyahatleri sırasında bir trende tanışıp Viyana'da geçirdikleri bir günü anlatır. Şehrin her bir köşesini birlikte gezen Jesse ve Celine, bu sırada birbirleriyle kadın erkek ilişkilerinden, toplumsal, kültürel meselelere kadar her şeyi gerek tatlı atışmalarla gerek koyu sohbetlerle tartışır ve film bu şekilde o kadar iyi akar ki bittiğinde Jesse ve Celine aşkının yanı sıra birçok konu üzerinde, kendi içinizde de düşünme fırsatı bulursunuz. Yönetmen ve senarist Weingartner da Before Sunrise'ın bu yanından etkilenmiş olmalı ki benzer bir durumu kendi yolculuğuna taşıyor. Film boyunca, June ve Jan'ın birbirlerine yönelttiği "İnsan özünde işbirlikçi mi yoksa rekabetçi midir? Kapitalizmin hedefi hepimizi yalnız Neandertaller'e çevirerek tüketimi artırmak mıdır? Tek eşlilik mi yoksa çok eşlilik mi daha iyidir? İnsan aşık olacağı kişiyi kendisi seçebilir mi? Seks ve aşk arasındaki çatışma nedir?..." gibi birçok soru ve akabinde ikilinin sunduğu karşı argümanlar, 303'ü sıradan dram-romantik çizgiden ayırarak, iki saat boyunca seyirciyi de içine alan doyurucu bir film haline getiriyor. Bunun devamında filmin öne çıkan güçlü ve zayıf yönleri ise şu şekilde: İlk olarak görselliğin June ve Jan'ın yolculuklarını birçok ülkede konaklayarak geçirmeleri sebebiyle bir hayli güçlü olduğunu söyleyebiliriz. Geniş açılı planlarla gördüğümüz doğal manzaralar, yollar ve karakterlerin bir süre sonra tamamen büründükleri road trip havası, 303'ün yolculuk filmi sevenleri bekleyen güzel detaylar içermesini sağlıyor. Ayrıca, başroller arasında gelişecek olası bir aşkı daha ilk dakikalardan tahmin etmenin çok da zor olmadığı bir senaryoda, aşkın bu kadar basite ve sıradanlığa indirgenmeden işlenmesi, yine filmin başarılı yönlerinden biri. Buna karşın, filmde her iki karaktere de tam anlamıyla yönelinmemesi, izlerken bize sanki hikayede birtakım eksikliklerin olduğu hissini veriyor. June ve Jan'ın geçmişte yaşadığı travmaların günümüze olan etkileri ya da günümüzde yaşadıkları olayların kendileri üzerindeki etkileri, senaryoda daha belirgin şekilde yer alsaydı onları belki daha iyi tanıyabilirdik. Ama yönetmen bu konuları ayrıntıya girmeden anlatmayı tercih ediyor. Before Üçlemesi'nde de aynı şekilde Jesse ve Celine'in iç dünyasına ilk filmden ziyade daha çok ikinci ve üçüncü filmlerde hakim oluşumuz, yine filmin Before Sunrise ile olan benzerliklerinden bir diğerini oluşturuyor. Ancak filmin geneline baktığımızda çok büyük bir olumsuzluk yaratmayan bu durumla birlikte, 303'ün hem türlerine nazaran daha farklı tutku ve bakış açıları içeren bir aşk filmi hem de eğlenceli bir yolculuk filmi olduğunu söylemek gayet yerinde olacaktır.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.