Bir Daha Çal Sam: Casablanca (1942)

Bir Daha Çal Sam: Casablanca (1942)
  • 0
    0
    0
    0
  • En sevilen Hollywood filmlerinden biri olan Casablanca, Kasım 1942'de gösterime girmişti. Ön plandaki acıklı aşk hikayesinin arka planında İkinci Dünya Savaşı ve mülteciler sorunu yer alıyordu. Filmin açılış sahnesinde görünen küre harita, II. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında dünya çapında politik ve ekonomik gücü elinde bulunduran Üçüncü Reich Almanyası, Japon İmparatorluğu ve Britanya İmparatorluğu’nun sınırlarını gösteriyor. Yönetmenliğini Michael Curtiz’in yaptığı ve başrollerini Humphrey Bogart, Ingrid Bergman ve Paul Henreid’in paylaştığı Casablanca, eski bir aşk hikâyesinin savaş atmosferinde yeniden alevlenişinin öyküsünü anlatıyor. İlk sahnelerinden itibaren her anında politik mesajlarla dolu olan bu klasik film, Amerikan Film Enstitüsü tarafından tüm zamanların en iyi aşk filmi seçilmeye de layık görülmüştü. İkinci Dünya Savaşı’nın yaklaşmasıyla tutsak Avrupa’daki gözler, umutla veya umutsuzlukla Amerika kıtasındaki özgürlüklere çevrilmişti. Lizbon, Amerika’ya gitmek için bir hareket noktası haline gelmişti. Ülkesinden sürülen Rick Blaine, Casablanca’da açtığı gece kulübüne gelen eski aşkı Ilsa’yı gördüğünde bir anda eski günlerin, aslında o kadar da geride kalmadığını fark etmiştir. Ilsa’nın eşi ve Çek direniş örgütünün lideri Victor Laszlo’nun tutsak olduğu Nazi kampından kaçarak Casablanca’ya gelmesinin ardından ise Rick, savaş ortamında kendini korumak için takındığı tarafsız tavrı bir kenara bırakmak zorunda kalmıştır. Curtiz filmde Rick, Ilsa ve Victor arasındaki ilişkiyi anlatırken aşkı fedakârlık üzerinden tanımlamıştır. Tüm olanların arka planında ise savaş ortamının politik mücadeleleri gözlemleniyor. Casablanca, sadece bir aşk filmi değildi. Bir savaş dönemi başyapıtı olarak değerlendirilen film, birçok siyasi sembolle doluydu. İlk sahnelerde polis tarafından evraklarının eksik olması gerekçesiyle kovalanan kişinin, Almanya’nın Fransa’yı işgali sırasında kurulan sözde Vichy Fransa’sı hükümetinin başkanı Mareşal Philippe Pétain’in posteri önünde vurulması, elindeki kağıtta General De Gaulle’ün Londra’da kurmuş olduğu direniş örgütünün simgesi olan Lorraine Haçı’nın bulunması, yine Mareşal Pétain’in Fransız bayrağının simgelediği kavramları değiştirme girişimine bir gönderme olarak polis merkezinin girişindeki “Liberté, Égalité, Fraternité” yazısına dikkat çekilmesi gibi unsurlarla film, aslında Nazizm’e karşı tavrını açıkça ortaya koyuyordu. Ayrıca filmde Yüzbaşı Louis Renault’nun Vichy markalı su şişesini çöpe attığı sahne, Renault’nun Alman kontrolü altındaki Vichy Fransası’nı reddedişini sembolize ediyordu. Nazi karşıtı teması sebebiyle film, savaşın bitiminin ardından 1952 yılına dek Batı Almanya'da gösterime girmedi. Bu tarihten sonra gösterime girdiğinde ise ağır şekilde sansüre uğradı ve filmden Nazizm'e dair tüm referanslar kaldırıldı. Filmin sansürlü versiyonu orijinalinden 25 dakika daha kısaydı ve kalan kısımdaki bazı cümleler de dublajla değiştirilmişti. Bu versiyonda Victor Laszlo, Interpol’den kaçan Norveçli bir atom fizikçisine dönüştürülmüştü. Filmin orijinal hâli ise Almanya’da ancak 1975’te gösterime girebildi. Filmde rol veya görev alan birçok kişinin, kendileri de mülteci olduğu için birçok sahnede gözyaşı döktüğü anlatılır. Filmi konu alan kitabında Noah Isenberg "Casablanca'da oynayan 75'e yakın oyuncunun neredeyse tamamı göçmendi" diyor. Bu klasiğin En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo Oscar’ı kazandığını da ekleyip son olarak “Play it Sam.” diyelim. Ilsa: “Bir daha çal, Sam. Eski günlerin hatırı için… Onu çal Sam. Hadi… ‘As time goes by’ı çal.” 1

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.