Bir An Hayatımızı Baştan Sona Değiştirebilir: Sliding Doors

Bir An Hayatımızı Baştan Sona Değiştirebilir: Sliding Doors
  • 0
    0
    0
    0
  • Başrollerinde Gwyneth Paltrow ve John Hannah'yı izlediğimiz Sliding Doors, 1998 yapımı bir Peter Howitt filmi. Romantik komedi türünde olan film, merkezindeki aşkı alışılagelmiş tarzda işlemiyor. İşin içine paralel evrenleri katıyor, küçük kararlarımızın devasa etkilerini sorguluyor. Sliding Doors filmine bayılmadığımı baştan söyleyeyim, nedenlerini yazımda anlatacağım. Bu filmle ilgili, bir şeyler yazma isteği uyandıran şey ise bana düşündürdükleri oldu. Filmin bitişine, anlatmak istediğini anlatışına çok hayran kalmamış olabilirim ama anlatmak istediği şeyin oldukça ilgi çekici ve üstüne düşünülmeye değer olduğuna inanıyorum. Filmin konusu şöyle: İşini kaybeden Helen, aldığı bu üzücü haberin ertesinde metroya koşturuyor. Metroya vardığı anda filmin zaman çizelgesi "metronun kapıları kapanmadan yetişip binebildiği" ve "birkaç saliseyle metroyu kaçırdığı" senaryolar olmak üzere ikiye ayrılıyor. İki farklı durumda hikayenin bambaşka akışlarını izliyoruz. Metroya binebildiği durumda evine gidiyor, sevgilisini başka bir kadınla görüyor. Metroyu kaçırdığı senaryoda ise eve vardığında sevgilisinin ilişki yaşadığı kadın ordan ayrılmış oluyor ve Helen aldatıldığını öğrenemiyor. İki farklı olasılıkta hikayenin akışını, Helen'in yeni aşkını buluşunu izliyoruz. Filmde metro ve aldatılmak örnekleri üzerinden anlatılan bu durum, hayatımızın her alanına uygulanabilir cinsten aslında. Bu filmi izlediğimden beri her metroya binişimde, o kapıların açılış ve kapanışında bu ihtimal aklıma gelir. Belki birkaç saniye, belki verdiğiniz bir karar tüm hayatınızı değiştirmiştir. Yıllar önce yaptığınız bir tercihi değiştirdiğinizi düşünün; şu an etrafınızda olan herkes değişecek, yaşadıklarınız farklılaşacak, hikayeniz bambaşka bir hal alacaktı. Her şeyden öte, belki de siz şimdi olduğunuzdan çok daha farklı biri olacaktınız. Her bir tercihimizle yarattığımız paralel evrenler üzerine düşünmek; seçimlerimizin, aldığımız kararların yarattığı kelebek etkisi üzerine kafa yormak ve bu konuya dair bir şeyler izlemek en sevdiğim şeylerden biri oldu hep. Sliding Doors filminin arkasındaki fikir bu yüzden çok ilgi çekici ve çok evrensel. Potansiyelinin bir nebze daha iyi kullanılabileceğine inanmamın nedeniyse büyük oranda bitiriliş şekli. Filmin sonunda durum "olacağı varsa olur" felsefesine bağlanıyor. Gidilen yollar farklı da olsa, sonunda sevenler elbet birbirini bulur, hayatımızdaki o büyük ve yaşanması gereken şeyler, puzzleımızın önemli parçaları, bir şekilde yerine oturur mesajıyla bitiriyoruz filmi. İnsanların içine umut tohumları eken bu felsefe, her ne kadar hayatımıza uyarladığımızda bizlerde rahatlatıcı bir etki bıraksa ve böyle umut dolu filmler yüzümüzde bir tebessümle bizi uğurlasa da, Sliding Doors'un böyle bir mesajla bitmemesini yeğlerdim. İkinci senaryoda, çiftimiz birbirini es geçse ve geride buruk bir tad bıraksa bu film küçük anların büyük etkisini çok daha vurucu bir şekilde anlatmış olabilirdi ve aklımda daha etkileyici bir film olarak yer edebilirdi. Mutlu son severleriyse bu haliyle çok daha memnun edeceğine hiç şüphe yok.

    Her şeye rağmen paralel evren konulu filmlerden hoşlanıyorsanız, yaptığınız görünürde önemsiz olan seçimleri, hayatınızın belli bir noktasında verdiğiniz bir kararı düşünüp farklı bir senaryoda hikayenizin ne kadar farklı akabileceğini kafanızda canlandıranlardansanız, bu film size keyifli dakikalar yaşatacaktır.

     

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.