Bilimin Yakılışı: İskenderiye Kütüphanesi

Bilimin Yakılışı: İskenderiye Kütüphanesi
  • 1
    0
    0
    0
  • Maalesef İskenderiye Kütüphanesi, insan eliyle yok edilmiş ilk kütüphane değildir. 10. yüzyılda Moğollar'ın yok ettiği Bağdat Kütüphanesi, 1933'te Berlin'de on binlerce kitabın yığınlar halinde yakılması ve daha birçok örnek ile insanoğlunun kendi iradesiyle bilime nasıl zarar verdiği gözler önündedir. Ancak yakıp yıkanlar bir yana eski devirlerden beri var gücüyle üretmeye çalışanlar da olmuştur. Ancak bilinmelidir ki İskenderiye Kütüphanesi, Bağdat Kütüphanesi ve diğer birçok kitap tüm varlığı ile korunabilseydi şu an bilim çok farklı bir yerde olurdu. İskenderiye, M.Ö 332 yılında Büyük İskender tarafından kuruldu. Büyük İskender’in ölümünden sonra imparatorluk dağıldı ve kumandanlarından Lagus’un oğlu Ptolemaios’in eline geçti. O da Mısır’da krallığını ilan etti. Ptolemaios savaşmaktan çok bilime, sanata önem verirdi. İskenderiye’yi şehrin merkezi yaparak sanata ve bilime yakışır bir hale getirdi. Burada inşa ettirdiği en önemli eser ise İskenderiye Kraliyet Kütüphanesi'ydi. Bünyesinde bulunan arşivi, müzesi, botanik bahçesi, rasathanesi, insan vücudunun incelenmesi için kurulmuş olan anatomi odası ile günümüz üniversitelerine benzeyen bir yapısı vardı. M.Ö 32’de Mısır Kraliçesi Cleopatra ile evlenen Romalı komutan Marcus Antonius’un düğün hediyesi olarak Büyük Bergama Kütüphanesi’nden 200.000 adet parşömen hediye ettiği söylenir. Net rakam belli olmasa bile kütüphanenin ihtiyaçlarını karşılamak için Mısır dışına papirüs satışı yasaklandığı için devrin en büyük kütüphanesi olan Bergama Kütüphanesi, kağıt ihtiyacını karşılamak için parşömen kağıdını üretmeye başladı. Ptolemaios kütüphaneye önem veriyordu. Arşivleri büyütebilmek için var gücüyle çalışıyordu. Ülke sınırlarını genişletmekten çok hayali, İskenderiye’nin bilim sayesinde tüm dünyada duyulmasıydı. Matematik bilgini Öklides, tıp bilimci Herofilos, mekanik bilimci Arkhimedes, gök bilimci Eratosthenes, Batlamyus gibi isimlere ev sahipliği yapıyordu. Kütüphanede papirüs kağıtlarına yazılan kitap rulolarının sayısı 900.000 idi. Mısır’a giren kitaplar sahibinden alınarak buraya getirilir ve bir kopyası oluşturulurdu. Orijinali kütüphaneye konulur kopyası ise kitabın sahibine iade edilirdi. Bunun yanı sıra özellikle görevlendirilmiş olanlar yurt dışına gönderilir ve yeni kitaplar bulmaları için araştırma seferlerine çıkartılırdı. Yunan, Akdeniz, Ortadoğu, İran gibi medeniyetlere ait el yazması eserlerin Yunanca çeviri ve kopyaları burada hazırlanırdı bu sayede kütüphane yayınevi görevi de görüyordu. Ancak İskenderiye’de kütüphaneye, dolayısıyla bilime verilen değer gittikçe azalıyordu. Büyük bilim insanları daha büyük kütüphanelerde çalışmak için İskenderiye’yi terk ediyordu.

    Kütüphanenin Yok Oluşu

    İskenderiye Kraliyet Kütüphanesi birden fazla kez yangınlarla mücadele etti. İşte tarihçilerin yangınlarla ilgili savlarından bazıları:
    • Roma İmparatoru Julius Sezar’ın M.Ö 48 yılında yapılan İskenderiye kuşatmasında kendi gemilerini yaktığı zaman ortaya çıkan büyük şehir yangınında kütüphanenin bir kısmının veya tamamının yandığı söylenir. Bu yangının ardından kurtarılabilen eserler şehrin başka bir yerinde bulunan bir tapınağa taşınır.
    • M.S 270 yılına gelindiğinde bir isyanı bastırmaya çalışan Roma ordusunun çatışmaları sırasından kütüphanenin tekrardan yandığı söylenir. Her ne kadar birçok eser kurtarılmaya çalışılsa da büyük miktarda eser kaybolmuştur.
    • Bir diğer düşünceye göre M.S 391 yılında Bizans'ın Mısır Valisi Theophilos, İskenderiye’de Osiris Tapınağı’nın yeri olan bir arsayı, kilise inşa edilmesi için Hristiyanlara verir. Kazılar sırasında Mısır’ın eski dinine ait yazıların bulunduğu bir taş bulur. Hristiyanlar bunu alay konusu yapar ve bu durum Paganları oldukça sinirlendirir. Şehirde büyük bir dini ayaklanma çıkar. İsyan sırasında kütüphane ve kitapların saklandığı tapınak yerle bir edilir. Bazı kaynaklara göre kitapların yakıt olarak 6 ay hamamlarda yakıldığı veya kütüphanenin 6 ay boyunca yakıldığı gibi efsaneler vardır.
    • Bir diğer görüşe göre ise şehrin Müslümanlar tarafından alınmasından kısa bir süre sonra Hz. Ömer’in emriyle kütüphanenin yakıldığı söylenir. Ancak bu bilginin doğruluğu hiçbir zaman tarihçiler tarafından teyit edilmemiştir.
    Kaynakça: " target="_blank" rel="noopener">1, 2

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.