Back To The Future ile Nostaljiye ve Zamana Yolculuk

Back To The Future ile Nostaljiye ve Zamana Yolculuk
  • 1
    0
    0
    0
  • Back To The Future, bilim kurgu filmleri denilince ilk akla gelen filmlerden biridir. İlk filmi 1985 yılında Robert Zemeckiz yönetmenliğinde çekilen seri üç filmden oluşmaktadır. Baş rollerini Christopher Lloyd (Doktor Brown) ve Michael J. Fox (Marty)’un üstlendiği seri, bize zaman yolculuğu, Einstein’ın Görelilik Kuramı, paralel evrenler gibi konuları güzel bir kurgu içinde sunuyor. Lisede okuyan Marty’nin çok çılgın bir arkadaşı vardır, Doktor Brown. Doktor mucittir ve bir arabanın içine zaman makinesi yapmıştır. Marty bir gün kötü adamlardan kaçmaya çalışırken yanlışlıkla geçmişe, anne ve babasının gençlik yıllarına gider. Burada başına birbirinden ilginç olaylar gelir, hayatı tehlikeye girmiştir ve Marty’nin bu olayları çözüp kendi zamanına dönmesi gerekiyordur. Peki, filmde izlerken keşke gerçek olsa dediğimiz, zamanda yolculuk bir gün gerçekleşebilir mi? Isaac Newton için zaman yaydan fırlayan ok gibiydi, sapmaya uğramadan ilerler, mutlak ve değişmezdi.  Fakat bu görüşe Albert Einstein Görelilik kuramıyla karşı çıkmıştır. Einstein zamanın uzaydan bağımsız olmadığını söylemiştir. Zaman mutlak değildir ve deneyimleyen kişiye göre farklı algılanacaktır. Einstein’a göre değişmeyen şey ışık hızıdır. Bir cisim ışık hızına yaklaştıkça zaman onun için yavaşlayacaktır, ışık hızına geldiğinde ise zaman durma noktasında olacaktır. Filmde Doktor'un köpeğinin isminin Einstein olması da güzel, naif bir nokta. Doktor zaman makinesinin denemesini yaparken köpeği Einstein'ı arabaya bindirmiştir. Einstein tarihteki ilk zaman yolcusu olmuştur. Bunu “İkizler Paradoksu” diye bir paradoksla açıklayalım. İki ikiz kardeş düşünelim, bu kardeşler belirli bir yaşa kadar aynı yerde büyüyorlar. Daha sonra ikizlerden birini ışık hızının %90’ı bir hızla uzaya gönderiyoruz. Uzaya giden kardeş geri döndüğünde, dünyada kalan kardeşinin kendisinden daha fazla yaşlandığını görüyor. Çünkü uzay mekiği belirli bir hıza ulaştığında orada zaman yavaşlayacaktır. Bu konu İnterstellar filminde de geniş bir şekilde ele alınmıştır. Başlarda bu görüşe karşı çıkılsa da, daha sonra deneylerle doğruluğu kanıtlanmıştır. Zamanda yolculuğu güç kılacak bazı paradokslar da yok değil. Paradoks kelimesi  “Düşünceler arasında tartışmaya açık, kesin bir yargı içermeyen karşıtlık.” olarak tanımlanıyor. Bootstrap Paradox olarak adlandırılan paradoksa örnek vermek gerekirse; bir sahnede Marty baloya gidiyor. Burada şarkı söylemesi istenince Johnny B. Goode şarkısını söylüyor. Bu şarkı aslında Marty’nin zamanında yazılmış bir şarkı. Paradoksa göre bu şarkıyı Marty mi yazdı yoksa Chuck Berry mi? Buna bir cevap veremiyoruz. Bir diğer paradoks ise Predestination Paradox.  Predestination paradoksuna göre zaman makinesiyle geçmişe gidip olayları değiştirirsen bu bugününe de etki edecektir. Bu da felsefenin uzun zamanlar boyunca üzerinde durduğu nedensellik ilkesini tehlikeye sokacaktır. Böyle bir yolculuk söz konusu olduğunda hangi olayın neden hangi olayın sonuç olduğu kesin olarak bilinemeyecektir.  Bu nedenle nedenselliği anlamlandırılamaz. Paradoksun meydana getirdiği döngünün bir yerinden başlayarak hikâyeyi tekrar aynı noktaya getirirsiniz ve sonrasında hikâyenin içerisinde neden olarak belirttiğiniz şeylerin aslında sonuç olabileceğini ve sonuç olanların da aslında neden olabileceğini görürsünüz. Buna bazı düşünürler iki çözüm önerisi getirmişlerdir. Birincisi, biz geçmişe gitsek bile olacak olan şeylere müdahale edemeyiz. İkincisi ise biz zamanda geriye gittiğimizde farklı bir zaman çizgisine girmiş oluruz. Yani orada yaptığımız şeyler geleceği etkilemez. Üçüncü olarak da Grandfather Paradox; eğer geçmişe gidip bir şeyleri değiştirirsek geleceğe de etki etmiş olacağımızı söylüyor. Filmde Marty geçmişe gittiğinde annesiyle babasının tanışmasını engellediği için zaman içinde silinmeye başlıyor. Çünkü kendi varlığı için anne ve babasının bir araya gelmesi gerekiyor. Bu paradoksa başka bir örnek vermek gerekirse; diyelim ki siz geçmişe gittiniz ve dedenizi öldürdünüz, bu noktada sizin varlığınız da tehlikeye girecektir çünkü sizin olabilmeniz için babanıza, babanızın olabilmesi için de dedenize ihtiyaç vardır. Bütün bunlara baktığımızda zaman yolculuğu mümkündür ya da değildir diyemiyoruz. Tek umut, eğer mümkünse biz ölmeden önce bulunması. O zamana kadar filmlerle, dizilerle ve kitaplarla idare edeceğiz. Sevgiler!

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.