Aykırı Tarzların Ütopik Bütünleşmesi Hedonutopia ile Röportaj

Aykırı Tarzların Ütopik Bütünleşmesi Hedonutopia ile Röportaj
  • 1
    0
    0
    0
  • 2008 yılında İzmir'de Fırat Külçek ve Kerem Feyzi tarafından kurulan, o günden beri piyasada olup 2016 yılında ilk albümleri Ucube Dizayn ve en son 2019 yılında Arzu Ütopyası albümünü dinleyicileri ile paylaşan sıradanlıktan uzak, her şarkılarında farklı duygulara esir eden, metaforları tarafından büyüleneceğiniz, karakteristik ritimleri ile bir an içinizde yarattığı heyecanla yerinizde duramazken bir anda varoluşsal sancılar çektirebilecek olan grup Hedonutopia ile samimi bir röportaj gerçekleştirdik.   1. Şimdi bir şekilde birbirinizi buldunuz ve bu grubu kurdunuz. Eğer birbirinizi bulmasaydınız nasıl bir yolda olurdunuz bunu hiç düşündünüz mü? Kerem: Yine bir şekilde müzikle uğraşıyor olurduk. Bizi var eden şey müzik olduğu için ve müzikle yaşayan insanlar olduğumuz için. Ben de Fırat da hayat boyu müzik yapmaya çalışan insanlar olduk. Fırat: Yine müzikle takılırdık, müzik yapardık ama daha pop bir müzik yapardım belki. Bu tarz olmazdı. Çünkü bu kadar uzun zaman iç seslerim ile oynamama izin verebilecek bir müzisyen arkadaş bulamazdım kolay kolay. Çünkü müzisyenler sabırsız, çabuk sonuç istiyorlar. 2. Farklı bir müziğiniz var. Ezan okuyormuş gibi bir vokal olduğuna dair yorumlar var. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Fırat: Vokalim türkü altyapılı. Çok türkü dinledim. Lisede de türkü grubuna vokal yaptım, gitar çaldım. O yüzden türkü altyapım var. Batı müziği eğitimi aldım. Üniversitede de Klasik müzik eğitimi aldım. Bunların hepsi zamanla oturdu, birleşti. Vokalde Amerikalı bir caz sanatçısını kopyalamak yerine, sevdiğim birçok sanatçının vokal tipini incelediğim için; içinde kendi kişiliğimin de yer aldığı bir vokal tipi ortaya çıktı. Ezan gibi denmesindeki neden bu. Efektli ve uzun bağrışlı seçenekleri olan bir vokal. O yüzden bizim gibi ezanla büyümüş insanlarda ilk başlarda onu çağrıştırıyor olabilir. 3. Müziğinizde ilham aldığınız ve etkisini hissedebileceğimiz sanatçılar veya grup var mı? Kerem: Çok var tabii ki. Spotify’da bizi etkileyen isimlerden oluşan "HEDONUKARMA" isminde bir liste yaptık. Çünkü böyle sorulunca say say bitmeyecek, atladığımız oluyor. İsteyen takipçiler o listemize bakarlarsa orada Kardeş Türküler de, Opeth de var. Hani öyle bir skaladan bahsediyoruz. O listeyi kurcalarlarsa değişik sanatçılarla karşılaşacaklarını düşünüyoruz. 4. Bilinen 2008'den bu yana bu işin içindesiniz. Müziği bırakacak ya da grubun dağılacağı kadar önemli bir olay yaşadınız mı? Fırat: Benim için olmadı. Yani nefes aldığınız borunuzu; tek nefes alabildiğiniz yeri, bir bataklığın içinde bırakır mısınız? Kerem: Proje olarak değil, bir hayat yolculuğu olarak gördüğümüz için bunu ne olursa olsun bırakmayız. Bizi var eden şey Hedonutopia. 5. Hedonutopia kurulmadan önce ne yapıyordunuz? Şuan olduğunuz konumdan memnun musunuz? Hayal ettiğiniz gibi mi? Fırat: 11 yıl müzik öğretmenliği yaptım. Zihinsel engelli çocuklarla çalıştım, müzik terapisi şeklinde. Kerem: Ben de biyoloji okudum ama kısa bir süre biyologluk yaptım. Hava kargo işinde çalıştım. 8 yıl boyunca uçak yükleme uzmanlığı yaptım. Tabii bu meslekler müziğe para aktarmak için gerekli olan kaynağı sağlıyordu. İki yıldır sadece müzikle, grubun desteği ile yaşamaya çalışıyoruz. Bu bizim için bir hayaldi mesela. Hayalimizi gerçekleştirmiş olduk. Her müzisyenin hayalidir gerçi kendi yaptığı müzikle yaşayabilmek. 6. Şuan sizin çok bilinmenizi istemeyen bir grup var bir de daha çok bilinmenizi isteyen bir grup var. Ne diyorsunuz bu duruma? Kerem: Çok bilinmemizi istemeyenler para kazanmayalım öyle takılalım istiyorlar. (gülüşmeler) Fırat: Zaten çok fazla ünlü olabileceğimizi zannetmiyorum. Bilinmek güzel olurdu elbette. Teoman ünlüdür, Şebnem Ferah ünlüdür ama siz Bülent Ortaçgil kadar bilinirsiniz. Bu iyi bir şeydir bence yeterli bir kavramdır. Kerem: Bize yaşayabilecek, dünyayı gezdirebilecek kadar bir ünlülük yeterli. Yani ünlülük terimini de Fırat ile hep tartışmışızdır. Türkiye’de yanlış bilinen bir kavram. Biraz tanınınca ünlü olmuyorsunuz. Fırat hep söyler sokağa çıkamayacak kadar tanınman lazım ki ünlü diyelim. Fırat: Sokağa çıkamıyorsan ünlüsündür. Günlük yaşantımızda da çok rahatız yani. Hem müzik yapabiliyoruz hem de rahat rahat gezebiliyoruz. Kerem’i daha çok darlıyorlar mesela dışarıda görünce. Bir çok kere Kerem’in yanındayken Kerem tebrik aldı bana kimse bir şey demedi mesela. (gülüşmeler)
    7. Her parçanız sizin için illa değerlidir ama yeri her zaman ayrı olacak bir şarkınız var mı? Kerem: Tabii ilk albümün yıllarca çalışılmış olması ve heyecanından dolayı biraz daha göz bebeği oluyor. Ama yıllar içinde değişen şeyler de çok etkiliyor. Hayat bir değişim zaten. Hepsi bende ayrı dönemleri çağrıştıran ayrı hikayeler gibi. Fırat: İnsanların çok sevdiği şarkılar sizin de o şarkıyı sevmenizi sağlıyor. Mesela belki o kadar yoktu o şarkı sizin için. Ama baktınız o şarkı çok beğeniliyor o zaman sizde farklı bir gözle bakıyorsunuz. Ama Maymun Kral çalmak zevkli, Bil Ki’yi çalıp söylemek zevkli ama zor. 8. Piyasada bulunan çoğu tarza aykırı bir tarzınız var. Bu farklılık siz de şarkınızı paylaşırken hiç geri çekilme duygusunu yaşattı mı? Kerem: Hiç öyle bir duygu olmadı. Çünkü farklı olsun diye yaptığımız bir şey değil. Fırat: Vokali kayıt ederken “biz ne yapıyoruz abi burada” oluyorum bazen. Çünkü öyle back vokaller, öyle değişik sesler kaydediyoruz ki “kariyerimizi yakıyoruz resmen, böyle vokal yapılmaz." diyorum. Elbette yapılır ama zor. Bu tip bir vokal şekli denenmedi. O yüzden biraz garip. ‘Gelecekse Gelsin’ şarkısı için ekşi sözlüğe birisi; “Hem köpek dişi hem baykuş sesi içeren bir şey var.” yazmış. Gerçekten öyle. Baykuş gibi girmeniz, köpek dişi göstermeniz ve tekrar insana dönmeniz lazım o vokali yaparken. Gerçekten o on saniyelik vokalin içinde bu üçü var ve ne zaman köpek dişini göstermesen orası tam olmaz. Baykuş gibi yapmaya çalışmasam orası tam olmaz. Melodilerin içinde onu vermek ve o fabl yapılarını taşımak için o an öyle düşünmeniz, öyle olmanız gerekiyor ve bu da yorucu bir şey. Normalde bir şarkıya girerken düz bir şekilde girersin, çok kasmazsın kendini baykuş, köpek dişi diye. Bazen kariyerimizi zorluyoruz böyle şeylerle gerçekten. O an kaydederken “Biz deli işi yapıyoruz.” diyoruz ama daha sonra dinleyince “Yok yok iyi ki yaptık.” diyoruz. Çünkü bu tip bir örnek yok. O yüzden düşünüyorum biz ne yapıyoruz diye. 9. Şarkılarınızı bizimle paylaşırken albüm olarak paylaşıyorsunuz. İlerleyen zamanlarda da albüm olarak paylaşımlara devam eder misiniz yoksa single düşünüyor musunuz? Fırat: Aslında bu dördüncü albümde bir single düşündük ama olmadı. Daha fazla dinleyiciye erişebileceğimizi düşündüklerinden, müzik şirketimiz bu şekilde paylaşmamızı önermişti. Zaten yedi şarkımız var. Bunların ikisi hit olamayacak, kişisel derinlikte şarkılar. Diğer ikisi üçü insanların daha kişisel bulacakları ve kendilerine saklamak isteyecekleri şarkı tipleri. Geriye kalan iki yada üç şarkımız ise daha atak ve önde durabilecek yapıdalar. Şimdi bu daha atak olacak şarkıları önden paylaşırsak geriye kalanlar gereken değeri görmeyecek gibi geliyor bize. Her yıl çıkardığımız on bir şarkılı bir albüm olsaydı elimizde o zaman single olurdu. Ama bu da çok büyük bir çalışma gerektiriyor. Klibi önden hazırlamanız, kaydını öne çekmeniz gerekiyor. Biz bugüne kadar tüm albümü tek seferde kaydedercesine girdik. İki şarkı, üç şarkı diye ilk defa bu yıl deneyeceğiz. Belki single bu sefer yakalayabiliriz. 10. Müziğinizin mevsimi var mı? İstanbul’da hangi semtte hangi şarkınızı dinleyelim? Fırat: Bence sonbahar. Bil ki sonbahardır. Doğa ölüyor, sararıyor ama o sarılığın güzel bir havası var. Sonbaharda, Ören/Burhaniye taraflarında yapraklar yerlerde… O çok etkiledi çocukluğumuzda, gençliğimizde bizi. Kerem: Sonbahar melankolisini ben de çok seviyorum kendime yakın buluyorum şarkılarda da. 11. 8 kasım 2019'da son albümünüz Arzu Ütopyası’nı paylaştınız. 2020'de bizi bir albüm daha bekliyor mu ve farklı bir şeyler olacak mı? Kerem: Elbette bekliyor. Bir aksilik olmazsa tabii ki yayınlamak istiyoruz 2020’de de. Fırat: Yani bu işler daha kötüye giderse bilemiyorum ama ben yine de yayınlayalım isterim. Çünkü yedi yılda yedi albüm yayınlamak istiyoruz ve daha üç yıl var. Bu da üç albüm daha yayınlayacağız demek. Bu yıl yayınlamayı planladığımız beşinci albümümüzün yedi şarkısından beşinin kaba demolarını hazırladık. Evde şarkıların kaba hallerini dinleyebiliyoruz arada. Taner Yücel de bizimle bu yıl çalışmayacak. Biraz dinlenmek istiyor haklı olarak. Yeni prodüktör kim olacak belli değil henüz. Amerika’ya gidecektik, iptal oldu virüs nedeniyle. Dönüşte kayıtlara girecektik ama iptal olunca demoya biraz hız vereceğiz dikkatimizi tekrar toplamak için. Yani bu yıl mutlaka yayınlarız diye düşünüyorum. Kerem: Bir şarkının ya da albümün sürecini dinleyici pek bilmiyor. Ben her yıl düğün yapmak gibi diyorum. (gülüşmeler) Fırat: Gerçekten öyle cebinizden cüzdan çıkarmıyorsunuz. Albüm çıkarıyorsunuz. Onunla ömür boyu baş başasınız. Hiçbir zaman bu şarkılar benim değil diyemezsiniz. Her yıl da bu performansa girmek yürek ister. Gerçekten kulak ister, sabır ister, para ister… Çok yakar bu işler. Biz bunu en minimalde nasıl üretebiliriz ona bakıyoruz. Prodüksiyon olarak A pozitif bir prodüksiyon sağlayamayız ama B negatif, B pozitif prodüksiyon ile bir an önce tarihe kazımak istiyoruz bu şarkıları. Belki ilerde geriye dönük daha iyi bir prodüksiyon ile best of yaparız. 12. Birlikte çalışmayı düşündüğünüz sanatçı veya grup var mı? Düet olayına sıcak bakıyor musunuz? Kerem: Daha çok kendi şarkılarımıza kafa yorduğumuz için bu olaya çok kafa yormadık aslında. Fırat: Evet yani kafa yormadık ama  neden olmasın güzel bir şey yapılır. Mesela Beyaz Hayvanlar ile bir sürpriz düşünüyoruz 15 Nisan Babylon konserinde. Kalt, Hedonutopia ve Beyaz Hayvanlar gecesi olacak. (Babylon nisan ayı boyunca kapalı olacağı için konser ileri tarihe ertelenecek) Mesela bu geceye farklı hazırlanacağız. Erman ile Hasan’nın evine gideceğiz. Bir gece gitarlar ile bakacağız. Belki bir iki tane Beyaz Hayvanlar şarkısı söyleyeceğiz. Belki onlar da Hedonutopia söyleyecek. Mesela ben Beyaz Hayvanlar’ın şarkılarına hastayım. Onlarla düet yaparım. Jakuzi’ye de hastayım, Palmiyeler’e de. Hasta olduğum en az on grup vardır. Benim önce Kerem ile yedi albüm çıkarma planım var. Ondan sonra bakarız elbette. Ama önce kendimize verdiğimiz o sözü bir tutalım en başta. Mesela Sagopa Kajmer 'Maymun Kral' şarkımızı birlikte yapmak istedi. Biz de çok sevindik falan ama daha sonra o işi kovalayamadık. Biz de o tip insan değiliz. Egodan değil, çok sevecen tipler olduğumuzu da düşünüyorum aslında ama o ayrı bir kovalamaca gerektiriyor. Biz de o şekilde tanınmak istemiyoruz. Çünkü bizimle yapsa o şarkıyı fırlayacağız, bütün Sagopa tayfası fark edecek bir anda. Dinlenen 100 bin iken olacak, 1 milyon belki 500 bin. Bu sefer planladığın şekilde gitmeyecek işler. Herkes Maymun Kral isteyecek; “Biz seni böyle ünlü yaptık, bize başka şeyler ile gelme.” diyecekler belki ama biz burada iyiyiz. İstediğimizi veriyoruz. Küçük bir tayfamız var. Bunu büyütmeye bakıyoruz daha çok. Biraz daha yaşlandığımızda o işler gündeme gelir bence. 13. Bir şarkıyı kendi yorumunuz ile paylaşma şansınız olsaydı hangi şarkı olurdu? Kerem: Kara Toprak’ı yaptık akustik versiyon olarak. Fırat: Bir sürü güzel şeyler var. Replikas coverlayabilirdik mesela. Belki Jakuzi, Beyaz Hayvanlar, Palmiyeler, Brek, The Away Days yapmak isterdim, zaten hepsi arkadaşım. Ünlülerden mesela Duman’dan, Kargo’dan bir şarkıyı hayvan gibi çalıp söylerdik. Aslında ilerde Hedonutopiavari, yedi şarkılık değişik bir türkü albümü olabilir. Ama 5-10 yılı vardır o işin. Ancak bizim besteler suyunu çekecek de -o da nasıl olacaksa…- Eskilere dönelim derken yenilerle boğuşuyoruz. Arada kalmış durumdayız. Sorularım bitti. Çok soru sorduğumu düşünüp tedirgin olmuştum ama zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Umarım güzel bir röportaj olmuştur. Kerem:Evet çok güzel geçti. Hatta geçirdiğimiz en rahat röportajlardan biriydi diyebiliriz. Fırat: Gayet güzel zaman geçirdik. Listenary ekibine ve sana bizimle bu röportajı gerçekleştirdiğiniz için teşekkürler. [caption id="attachment_242880" align="aligncenter" width="328"] 11 Mart 2020[/caption]  

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.