Heykel geçmişten günümüze insanlığı kendine hayran bırakmış bir sanat dalı. Bir malzemeye yeniden şekil verip hayal gücü sayesinde yeni bir biçim etrafında toplamak da yetenekli parmakların birer ürünü. Heykel denilince akla gelen ilk isimlerden biri ise elbette Antonio Canova'dır. Eserlerinin her biri insanı farklı dünyalara götürürken, üzerine işlenmiş emek ile yıllardır kendine hayran bıraktırmayı başarıyor. Eserlerinde ana tema olan çıplak vücutlar ve ilhamını aldığı mitoloji ile Canova zarifliği mermere işlemeyi başarmış sayılı sanatçılardan. Cupid and Psyche, The Three Graces, Orpheus, Paolina Borghese as Venus Victrix ve diğer önemli heykellere imzasını atan sanatçının eserleri Louvre Müzesi'nde de sergilenmektedir.
Antonio Canova, sanatı ile tüm dünyayı kendine hayran bırakmış, gördüklerini en ince detayına kadar mermere işlemiş olan bir sanatçı. İtalyan heykel sanatçısı Antonio Canova 1757'de, Venedik Cumhuriyeti'nde Possagno'da doğdu. Küçük yaşta anne ve babasını kaybetmesi üzerine büyük anne ve büyük babası ile yaşamaya başladı. Dönemin sanat alanında en ilgi çekici olan branşı heykelciliğe yöneldi. Giuseppe Torretto'nun yanında çırak olarak heykelcilik dünyasına giriş yapan sanatçı, yaşına ve donanımına rağmen yeteneği ile hemen fark edildi. "Daedalus And Icarus" adlı çalışmasıyla ilgi odağı haline gelen sanatçı, yeteneğinin getirdiği avantajlar ile eğitim hayatına Roma'da başladı. Yeni fikirler peşinde koşan sanatçı etkilendiği Neoklasisizm akımı ile kendi yolunu çizmeye başladı.
Antonio Canova, sanatı ile tüm dünyayı kendine hayran bırakmış, gördüklerini en ince detayına kadar mermere işlemiş olan bir sanatçı. İtalyan heykel sanatçısı Antonio Canova 1757'de, Venedik Cumhuriyeti'nde Possagno'da doğdu. Küçük yaşta anne ve babasını kaybetmesi üzerine büyük anne ve büyük babası ile yaşamaya başladı. Dönemin sanat alanında en ilgi çekici olan branşı heykelciliğe yöneldi. Giuseppe Torretto'nun yanında çırak olarak heykelcilik dünyasına giriş yapan sanatçı, yaşına ve donanımına rağmen yeteneği ile hemen fark edildi. "Daedalus And Icarus" adlı çalışmasıyla ilgi odağı haline gelen sanatçı, yeteneğinin getirdiği avantajlar ile eğitim hayatına Roma'da başladı. Yeni fikirler peşinde koşan sanatçı etkilendiği Neoklasisizm akımı ile kendi yolunu çizmeye başladı.
Theseus ve Minotaur eseri ile halkın yanı sıra devlet adamlarının da ilgisini çekmeyi başaran sanatçı adını yavaş yavaş ülke sınırları dışına çıkarmayı başardı. Yunan heykellerini kendine örnek alarak başladığı heykelcilikte alışılagelmişin dışında vücudu her anlamıyla aktarmaya çalıştı. Neoklasik tarzın simgesi olan yapıtları, Barok heykelin teatral aşırılığından, klasizmin saflığına dönüşü simgeliyordu. Canova hayatını ve sanat yaşamını gençlik yıllarını geçirdiği Venedik ve ustalık yıllarında bulunduğu Roma olarak ikiye ayırmıştır. Sanatçının eserleri kitle, hacim, ve ağırlık olarak başarı ile işlendiğinden günümüzde ders niteliğindedir.
Sanatçının en ünlü eserlerinden biri olan Cupid and Psyche mitolojinin heykele yansımış en güzel örneklerinden biridir. Millet kralının en güzel kızı olan ve güzelliği ile Afrodit'i bile kendine siper almayı başarmış bir kadındır. Güzelliği ile ülkedeki hediyeleri ve değerli eşyaları kendine çekmeyi başaran Psyche'nin bu durumu Afrodit'in hoşuna gitmez ve Afrodit, Psyche'yi bir canavara aşık olup ölmesi için Cupid (Eros) ile anlaşır fakat işler hiç de yolunda gitmez. Cupid, Psyche'ye aşık olarak mitolojinin unutulmaz aşkını başlatır. Mitolojide bu kadar yankı bulan bu aşk Antonio için de ilham kaynağı olmuştur.
13 Ekim 1822'de Venedik'te hayata gözlerini yuman sanatçı ardında bıraktığı eserler ve savunduğu akımlar ile günümüzde birçok sanatçıya öncü olmaya devam ediyor.
Yorum Bırakın