A.I. Artificial Intelligence: Modern Bir Pinokyo Öyküsü

A.I. Artificial Intelligence: Modern Bir Pinokyo Öyküsü
  • 0
    0
    0
    0
  • Stanley Kubrick’ten Steven Spielberg’e bir miras...

    Sinemanın efsanelerinden Stanley Kubrick’in filme almak istediği bir hikaye A.I. Artificial Intelligence (2001). Ancak diğer projelerinin yoğunluğu ve belki de dönemin teknolojik şartlarını dikkate aldığımızda bu film için fırsat bulamadan ayrıldı aramızdan. Kubrick’in ardından sinemanın diğer bir dev ismi, Steven Spielberg üstlendi projeyi. Onun anısına hitaben de filmine Stanley Kubrick’in filmlerinden küçük sahneler yerleştirdi. Kubrick'in yapmış olduğu birkaç küçük hazırlık da eklendi filme. Örneğin Monica'nın David'i gerçek bir çocuk yapmak için söylediği sözler bizzat Kubrick'in kaleminden çıkmış. Filmin başrolünü üstlenen Haley Joel Osment, aynı Sixth Sense’deki gibi küçük yaşına rağmen etkileyici bir biçimde hayat veriyor David karakterine, başarılı aktör Jude Law da ona eşlik ediyor. Dünyanın bir kısmının felaketlere kurban gittiği, New York gibi büyük şehirlerin sular altında kaldığı ve kaynakların azalmasıyla ileri teknolojinin robot üretmek amacıyla kullanıldığı bir distopyaya adım atıyoruz filmde. Mecha ismi verilen robotlar hayatın her alanına nüfuz etmiş durumda. Ancak duygulardan yoksun olan bu robotlar insanlar tarafından sevilmemekteler ve yalnızca bir eşya kadar değer sahibiler. Bu sebeple yeni bir fikir atılıyor ortaya, ailesini sevecek ve onlar tarafından sevilecek yeni bir robot, bir çocuk robot, David... Hasta bir çocuğa sahip Swinton çifti, oğullarının bir türlü iyileşmemesi üzerine David’i evlatlık alır. Sevmek üzerine programlanan David zaman geçtikçe annesi Monica’ya bağlanıyordur ve ondan kopma düşüncesi sürekli aklını kurcalar. Swinton çiftinin çocuğu olan Martin’in iyileşerek eve dönmesi ile Martin ve David arasında bir mücadele başlar. Martin ailesini bir robotla paylaşmak istemez ve evden uzaklaşmak zorunda kalan David olur. Yalnız başına kalan David, insanların avladığı Mechaların arasında kalır, bir sirkte neredeyse öldürülüyordur. Ancak hala tek hedefi gerçek bir çocuk olup annesinin onun sevmesini sağlamaktır. Jigolo Joe isimli bir başka Mecha ile kesişir yolu, Joe ona Mavi Peri’yi bulmasında yardımcı olmaya karar verir. Mavi Peri, aynı Pinokyo’ya yaptığı gibi David’i de gerçek bir çocuk yapacaktır ve David’in tek dileği budur. Yalnızca ona biçilen görevi kusursuzca yerine getirmeye çalışan Joe’nun ve diğerlerinin aksine sahip olduğundan fazlasını istemesi, bir şeyleri arzu etmesi, en önemlisi hisleri ile diğer birçok robottan farklıdır David. Bu özellikleri yüzünden oldukça acı çeker, filme bilim kurgunun yanında dramı katan da bu çocuğun içinde bulunduğu çaresizlik hissidir. Öte yandan filmde hikayenin akışı ve olay örgüsü iyi olsa da kusursuz bir bütünlük hissettiğimiz söylenemez. Fütüristik bir distopyadayız ancak bunun etkilerini her an göremiyoruz. İklimin kaotikleştiğini, dünyanın belli bölgelerini harap eden bir takım doğal felaketlerin yaşanmış olduğunu biliyoruz ama film sürecinde karakterler herhangi bir tehlike içinde olmamakla birlikte refah içinde yaşıyorlar. Özetle A.I. Artificial Intelligence (2001), ilginç bir temanın etrafında pek de şekillenemeyen bir hikaye ile Spielberg'ün diğer filmlerinin arasından sıyrılmayı başaramamış bir film olarak çıkıyor karşımıza. Kusurlarına rağmen izlemeye değer bir film olduğunu ve bunca yıl hak ettiği ilgiyi göremediğini düşünüyoruz.

    "Gerçek olmadığım için üzgünüm. İzin ver, senin için gerçek olayım."


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.